“Bu söylediğin şey imkânsız”

“Bu söylediğin şey imkânsız”



Evliyânın büyüklerinden Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri, zaman zaman talebelerine ve bir kısım insanlara bâzı müjdeler verirdi.

Buyurduğu şeyler de, aynen gerçekleşirdi.

Ancak bâzısı vardı ki, inanmazdı bu velîye.

Yalanlarlardı bu büyük zâtı.

Bir gün bir “müjde” verdi yine.

Bâzıları yine inanmadılar.

Ve kendisine;

“Bu söylediğin şey imkânsız” dediler.

Büyük velî üzüldü!

Ve o kimselere;

“Eğer inanmıyorsanız önceki velîlerden bir hakem seçelim. Bizim sözlerimizi o velî doğrulasın” buyurdu.

Onlar da kabul ettiler.

Ve bu velîye dönüp;

“En büyük hakem, Resûlullah’tır. O seni tasdik edip doğrularsa, biz de inanırız” dediler.

Mübârek zât;

“Pekâlâ” buyurdu.

Ve bir “Fâtiha-i şerîfe” okuyup gönderdi Peygamber-i zîşânın mübârek rûhuna.

O an fevkalâde bir şey oldu…

Resûl-i Ekrem tecessüm etti.

Ordakilere göründü…

Ve kendi sesleriyle;

“Evet, Mazhar’ın müjdeleri doğrudur” buyurdu.

Eh, bahâneleri kalmamıştı.

Gözleriyle görmüşlerdi.

Kulaklarıyla işitmişlerdi.

Çok mahcup oldular!

Elini öpüp, “talebesi” olmakla şereflendiler…

Comments are closed.