“Canımız taze hurma istiyor”

“Canımız taze hurma istiyor”



Irak’ta yaşayan velilerden Ali bin Heyti hazretlerinin bir hizmetçisi vardı ki, hâl ehli bir kişiydi…

Bir zaman hastalandı.

Hastalığı gitgide arttı…

Ali bin Heyti hazretlerine “Hocam! Canım taze hurma yemek istiyor” dedi.

Ancak hurma mevsimi değildi.

Ali bin Heyti;

“Evlât! Bu mevsimde taze hurma bulunmaz, ama Ketfan vilayetinde bolca vardır” buyurdu.

Orada bir tanıdığı vardı.

Adı Abdüsselâm’dı.

Ama bu yer, altı aylık mesafede uzak bir yerdi.

Oradan seslendi ki:

“Ey Abdüsselâm! Bize oradan taze hurma getir.”

Hizmetçi “son nefeslerini” alıyordu ki, Abdüsselâm bir sepet hurmayla geldi.

Ve dönüşe geçti.

Bir müddet gitti.

Sonra “bir kadın” gördü ve bir anda âşık oldu kadına. Nefsine aldanıp, beraber olmak istedi.

Ancak kadın, ona;

“Şu kadar paran yoksa yanıma gelme!” diye haber gönderdi…

O, bu teklifi aldı.

Hemen kabul etti.

Zira nefsine aldanmıştı bir kere. O gece kadına gitmeye karar verdi.

Ali bin Heyti hazretleri, vâkıf oldu bu hâle. El kaldırıp;

“Yâ Rabbî! Onu, o günahı işlemekten koru” diye dua etti.

Rabbine yalvardı.

Abdüsselâm’ın, o anda kalbi değişti.

Vazgeçti gitmekten.

Ve tövbe etti hemen…

Comments are closed.