Eğer yalan söylüyorsa…

Eğer yalan söylüyorsa…



Tâbiîn-i kirâmdan Muttarif bin Abdullah hazretlerinin oğlu vefat ettiğinde hiç “üzüntülü” bir hâli görülmedi.

Tevekküle sarıldı.

Saçını sakalını taradı.

Güzel elbiseler giydi.

İnsanlar, böyle yapmasının sebebini sorduklarında;

“Allah’tan gelene rızâ göstermeyip feryat etmemi mi bekliyordunuz? Mâdemki kuluz, Rabbimizden ne gelirse râzı olmalıyız” buyurdu.

● ● ●

Bir gün de bu zâtı çekemeyenler, kendisini zamanın vâlisi olan Ziyad bin Ebih’e şikâyet ettiler.

Ziyad, emretti askerlere:

“Derhâl onu alıp, huzûruma getirin!”

Hemen gidip getirdiler.

Bu defâ askerlerine;

“Siz onu tutup getirirken hâlinde herhangi bir değişiklik oldu mu?” diye sordu.

Cevâben;

“Olmadı” dediler.

“Öyleyse o sâlih bir kimsedir, onu bırakın ve kendisinden özür dileyin!” diye emretti.

● ● ●

Bir gün de bâzı dostlarıyla sohbet ediyordu.

Onlardan biri;

“Bir kimsenin velî olduğu nasıl anlaşılır efendim?” diye sordu bu mübârek zâta.

Cevâbında;

“Tatlı dili, güzel ahlâkı, güler yüzü, cömertliği, münakaşa etmemesi, özürleri kabul etmesi ve herkese merhamet etmesiyle anlaşılır” buyurdu.

Comments are closed.