Evliya zatların hayatlarını okuyan onları sever

Evliya zatların hayatlarını okuyan onları sever



“İki akrabalık vardır. Birisi soy akrabalığı diğeri sevgi akrabalığı. Sevgiden daha yakın bir akrabalık yoktur. Düşmanlıktan daha uzak bir uzaklık da yoktur.”

 

Menkıbelerin dinimizdeki yeri ve önemi -4-

Molla Cami hazretleri şöyle buyurur: Evliya zatların sözlerini dinlemek, onları sevmeye sebep olur. Onları sevmek, onlarla, seven kimse arasında bir nisbet (bağ) meydana getirir. Nitekim iki akrabalık vardır, denilmiştir. Birisi soy akrabalığı, diğeri sevgi akrabalığı. Bu hususta şöyle de denilmiştir: Sevgiden daha yakın bir akrabalık yoktur. Düşmanlıktan daha uzak bir uzaklık da yoktur. (Sevgi birleştirir, düşmanlık ve nefret ayırır.)

Feridüddin-i Attar hazretleri evliya menkıbelerini anlatan “Tezkiret-ül Evliya” kitabını yazma sebeplerini anlatırken yedinci sebep olarak şöyle buyurmaktadır:

Evliya menkıbelerini okumakla evliya zatların kalplerinden, manen dağınık ve perişan durumda olan insanların kalplerine manevi yardım, feyiz ve bereket ulaşır. Böylece o kimse ölmeden evvel manevi nimetlere ve saadete kavuşur.

Evliya menkıbelerini dikkatli okuyan bir kimse, onlara bu güzel sözleri söyleten, onlardan bu güzel hâllerin ve işlerin meydana gelmesine sebep olan kalplerindeki duygunun nasıl bir duygu, gönüllerindeki derdin nasıl bir dert olduğunu çok iyi anlar.

Sekizinci sebep: Hayrın şer sayıldığı bir zamanda olduğumuzu gördüm. Bu zamanda hayırlı insanlar unutulmuş. Onun için [hakiki] evliyanın menkıbelerini, onların hatıralarını hazırladım. Böylece zamanımızdaki insanlar bu büyükleri unutmasınlar. Onları arayıp bulsunlar. Bu vesile ile doğru yolu bulup ebedi saadete ersinler.

Şeyhülislam Abdullah-i Ensari rahmetullahi aleyh şöyle buyurur: Her büyük zattan bir söz ezberleyin. Bunu yapamazsanız. Onların adını ezberleyin. Bu sayede nasiplenirsiniz. Nasiplenmenin alameti, o büyüklerin sözlerinin ve hâllerinin gönle hoş gelmesi, tesir etmesi ve kalbin onlara muhabbetle meyletmesidir.

Dokuzuncu sebep: Şeyh Ebu Ali Siyah şöyle buyurmuş: Benim iki arzum var. Biri evliya zatların sözlerinden bir söz dinlemek, diğeri Allah adamlarından birini görmek. Bana öyle biri lazım ki, o büyüklerden o anlatsın ben dinleyeyim. Ben anlatayım o dinlesin.

[Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Kıyamet günü  bir kul, amel konusunda müflis olduğu için ümitsiz bir hâlde gelir. Hak teâlâ ona şöyle hitap eder: “Ey kulum! Falan yerdeki âlimi ve filan yerdeki arifi tanır mısın?” Kul “Tanırım, Ya Rabbi” der. Bunun üzerine Cenab-ı Hak “Seni onun hürmetine bağışladım” buyurur.] Allahü teâlânın sevdiği kullarından birini sadece tanımak, kurtuluşa vesile olunca, onların yolunda bulunmak, kurtuluşa, af ve mağfirete daha çok sebep olur.  [Abdurrahman Cami-Nefehât-ül Üns]

Comments are closed.