“Utanmayan kimsede hayır yoktur!..”

“Utanmayan kimsede hayır yoktur!..”



“İnsanlardan utanmayan kimsede hayır yoktur, insanlardan utanmak, neticede Allahü teâlâdan utanmaya bağlıdır.” 

 
 

 

Mahmûd Bedreddîn Efendi, Osmanlı âlimlerindendir. 937 (m. 1530)’da Edirne kadısı iken vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Hayâ, yani kötü iş yapınca utanmak üç kısımdır. Birincisi; hayâ mertebelerinin en yükseğidir ki, takvâ sahiplerinin ve Allahü teâlânın velî kullarının hayâsıdır. Bunlar, Allahü teâlâdan hayâ ederler. Bu hayâ, Allahü teâlânın yasak ettiği şeylere taşmamak, O’nun emirlerine itaat edip, yasaklarından sakınmaktır. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”  buyurdu ki: “Allahü teâlâdan hakkıyla hayâ ediniz.” “Bu nasıl olur Yâ Resûlallah?” dedikleri zaman; “Kim başını ve başında bulunanları, karnını ve karnında bulunanları korur, dünya hayâtının süsünü terk ederse, ölümü ve ölümden sonra cesedinin çürüyeceğini çok hatırlarsa, Allahü teâlâdan hakkıyla hayâ etmiş olur” buyurdu.

Hayânın ikinci kısmı; insanlardan hayâ etmek olup, bu da güzel ahlâktandır. Hatta dolaylı olarak bu da Allahü teâlâdan hayâ etmeye dahildir denilebilir. Mürüvvet, bu kısım ile kemal bulur. İnsanın iyiliği, başkalarına eziyetten sakınması, doğru söylemesi, emaneti yerine teslim etmesi, iyi ve güzel yaşayışı, kalp güzelliği ve temizliği, insanlardan hayâ etmekle olur. Hadîs-i şerîfte; “Allahü teâlâdan korkan ve çekinen, insanlardan korkmuş ve çekinmiş olur” buyuruldu.

Huzeyfe (radıyallahu anh) buyurdu ki: “İnsanlardan utanmayan kimsede hayır yoktur, insanlardan utanmak, neticede Allahü teâlâdan utanmaya bağlıdır.”

Kâ’b-ül-Ahbâr (radıyallahu anh) buyurdu ki: “Görünen hâllerinizde, insanlardan hayâ ettiğiniz gibi, sırrınızda da (gizli hâlinizden de) Allahü teâlâdan hayâ ediniz.”

Hayânın üçüncü kısmı; kişinin kendi kendisinden hayâ etmesidir. Bu hayâ da, neticede Allahü teâlâdan hayâ etmeye dâhildir. İnsanın kendinden hayâ etmesi, yalnız iken avret mahallini açmaması, bakmaması, başkalarının yanında yapmaktan sakındığı bir hareketi, yalnız başına olduğu zaman da terk etmesidir. Demek ki, insanlar ile beraber iken yapamayacağı hareketleri, yalnız başına olduğu zaman da yapmamalıdır. Bazı hâller vardır ki, insanların yanında yapılamaz. Fakat yapılması da zaruridir. Büyük ve küçük abdest bozmak böyledir. Bu ve bunun gibi ihtiyaçları tenhada, bildirilen âdabına uygun olarak yapmak hayâsızlık olmaz.

Comments are closed.