Hindistan’ın büyük velilerinden Seyyid Mir Muhammed Numan hazretleri şöyle anlatır:
Resulullah Efendimizi rüyada gördüm. Ebu Bekr-i Sıddık da yanındaydı. Ona buyurdular ki:
“Yâ Eba Bekir! Oğlum Muhammed Numan’a de ki; ‘Şeyh Ahmed’in makbulü benim makbulümdür. Şeyh Ahmed’in merdudu/reddettiği benim de merdudumdur, benim merdudum da Allahü teâlânın merdududur.”
Bu müjdeyi işittim…
Son derece sevindim.
Kalbimden “Elhamdülillah; ben, Hazret-i İmam’ın makbulüyüm. O hâlde Allahü teâlânın da makbulü oluyorum” diye düşündüm…
Ve çok sevindim.
Efendimiz, Sıddık-ı ekber’e “Oğlum Muhammed Numan’a de ki; ‘Onun makbulü, Şeyh Ahmed’in de benim de Allahü teâlânın da makbulüdür. Onun merdudu, Şeyh Ahmed’in, benim ve Allahü teâlânın da merdudumuzdur’ buyurdu.”
● ● ●
Bir gün bu zata “Güzel ahlâk nedir efendim?” diye sordular.
Cevabında;
“Güzel huy, herkese yumuşak davranmaktır” buyurdu.
Ve ilâve etti:
Hadîs-i şerifte Peygamberimiz “Allahü teâlâ refiktir, yumuşaktır. Her işinde yumuşak huylu olanları sever” buyurdu.
Yine buyurdu ki:
“Allahü teâlâ yumuşak huyu sever, böyle kimseye hep yardım eder, aksine, sert kimseye yardım etmez.”