Davutoğlu’nun bilinmeyen bir anısı…

Davutoğlu’nun bilinmeyen bir anısı…



“Yarınki kurultayda aday olmayan Sayın Ahmet Davutoğlu’nun bilinmeyen anısı…”

 

Yarınki AK Parti Kurultayında aday olmayacak Başbakan Ahmet Davutoğlu. Ben size bu vesileyle onun henüz Türkiye’de yayınlanmamış bir anısını paylaşacağım. İnanıyorum ki siz de benim gibi duygulanacaksınız.

Ben onu tanıdığımda o Başbakan değildi henüz. Kim olduğunu da bilmiyordum bile… Onunla kader bizi kapısı kilitlenmiş bir caminin içinde karşılaştıracaktı.

Tam 14 sene öncesinde…

Ve onun siyaset öncesinden bildiğim kadirşinaslığını ve vefa örneğini sizinle paylaşacağım…

2001 yılı olmalıydı. Daha AK Parti kurulmamıştı. O gün henüz kendisi daha önce hiç görmediğim, kim olduğunu bilmediğim bir beyefendiydi. Sonradan öğrenecektim ki kendisi hem Beykent Üniversitesinde hem Marmara Üniversitesinde Dış İlişkiler Bölüm Başkanlığını yürütüyordu. Misafir öğretim üyesi olarak Sabancı Üniversitesine gelmişti. Sabancı Üniversitesi Karaköy’de Bankalar Caddesinin hemen köşesindeydi. Bizim de orada bir çiçekçi dükkânı vardı. Orada çalışıyordum. Davutoğlu, arabasını oradaki katlı otoparka bırakmış, seminere gelmişti…

Seminer bittiğinde akşam vakti geçmek üzere olduğu için alelacele oradaki Kemankeş Karamustafa Paşa Camiine gelmişti. Ben de o sırada akşamı eda etmek için camideydim. O, namazı kılmak için geldiğinde ben de namazı kılıp çıktım dışarı. Benim için camide, son cemaatte bir vatandaş idi o. Camiden çıkıp az ileride alt katta çiçekçi dükkânıma döndüm.

Aradan üç beş dakika geçmişti… Baklavacı arkadaş bana seslendi:

“Zafer ya, baksana camide birisi kalmış” dedi.

Anladım ki az önce ben namazı eda ederken camiye yeni gelen o kimseydi bu.

Bu arada hatırlatayım ki Kemankeş Mustafa Paşa Cami o yıllarda tadilat içindeydi. İnşaat hâlinde olan ve inşaat malzemeleri bulunan cami, görevliler tarafından namaz sonrası kilitleniyordu… Bir diğer durum da bizim namazı eda ettiğimiz sırada akşamı eda eden cemaat çıktığı için camide lambalar yanmıyordu. Sokak lambaları içeriyi loş ışık olarak aydınlatıyordu. Biz de lamba yakmak yerine sokak lambalarının ışığı ile namazı kılıyorduk…

Ben namazımı kılıp çıkarken demek ki Ahmet Davutoğlu henüz namazını tamamlamadan cami görevlisi camiyi dışarıdan kilitleyip gitmişti. Kim bilir Ahmet Davutoğlu Hoca o an, secdede miydi, tahiyyatta mı oturuyordu ki fark edilmemişti. Derken namazı bitip de camiden dışarı çıkmak istediğinde bakıyor ki kapı kilitlenmiş!.. DEVAMI YARIN

Comments are closed.