İslam Dünyasında birkaç ülke dışında demokrasiyi, çok partili parlamenter sistemi, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını ve hatta Asr-ı Saadetteki İslami değerleri önleyen tesirli güç bu ülkenin ordularıdır. Mısır’da ordu Mübarek’i harcayabilir ama asla Mısır’ın sivilleşmesini istemez. Bu değerlendirme 57 İslam ülkesinin birkaçı hariç hepsi için geçerlidir. Başta Mısır olmak üzere Arap ülkelerinin çoğunda ordunun vazifesi dikta rejimi, monarşiyi korumak ve elit tabakanın refah, rüşvet ve sömürüsünün devamı için bekçilik yapmaktır.
Mısır’daki hadiselerin tahlili için bazı gerçekleri bilmek gerekir. Mısır’da durum karışıktır. Ordu kontrolü elinde bulundurmaktadır. Ama Mısır’da huzur ve istikrar çok zordur. İsrail’de çıkan Haaretz gazetesine göre yeni yönetim Recep Tayyip Erdoğan’ı örnek alabilir. Mısır dahil Arap dünyasında halkın gözünde Erdoğan’ın prestiji son derece yüksektir. Mısır 80 milyon nüfusu ile Arap dünyasının en kalabalık ülkesidir. Halk 30 yıllık diktanın sona ermesini istemektedir ve yeni tayinlere karşıdır. Kaos Mısır’da halen devam etmektedir. Mübarek ve ordu mensubu ekibinin ülkeyi terke niyeti yoktur.
Mısır’da müzenin yağmalanması ABD’nin Bağdat’ı işgaline benziyor. 400 bin asker 500 bin polis ile Mısır’da cunta hakimdir. Mübarek hadiseler başlayınca Devlet Başkanlığı Yardımcılığına İstihbarat Başkanı General Ömer Süleyman’ı Başbakanlığa ise Hava Kuvvetleri Komutanı General Ahmed Şefik’i getirdi. Mısır’da demokrasi şöyle dursun, ordusunu çok az bile olsa sivilleştirmek son derece zordur. Nasır, Sedat, Mübarek ordunun temsilcisidir. Halkın gerçek sahibi değildir. Mısır Kralı Faruk’u deviren silahlı kuvvetler Mısır’ın o tarihten bu yana gerçek sahibidir. Ülkede yaşanan bu terör hali seçimle bitebilir. Arap dünyası liderliğinden vazgeçmiş olmamakla birlikte Mısır’da demokrasi ve değişim çok zor ve risklidir. Arap dünyasında hiçbir ülkede Batı kriterlerine uygun demokrasi yoktur. Mısır’daki monarşik düzen 1952’den bu yana devam etmektedir.
Prof. Dr. Mahir Kaynak’a göre: “Bu Mısır’da iktidarı devirme meselesi değildir. Projenin aslı Akdeniz, Kızıldeniz ve Basra Körfezini kontrol altına alarak petrol yoluna sahip olma kavgasıdır. ABD, İngiltere’nin Orta Doğu’daki etkinliğinden rahatsızdır. Mısır’daki hadiselerin arkasında ABD ya da ABD-Fransa iş birliği vardır…”
{glossarbot=disable}