Namazda sinek kovmak!

Ebû Alî Dekkak hazretleri, velîlerin büyüklerindendir. Bir gün bâzı sevdikleri bu zâta gelip; – Efendim, namazda sinek kovan kimse için ne dersiniz? diye sordular.
Onlara;
– Siz meşhur Ayaz’ın hikâyesini bilir misiniz? diye sordu.
– Bilmiyoruz efendim, dediler.
Şöyle anlattı:
Sultân Mahmud Gaznevî’nin Ayaz adında bir vezîri vardı. Edebli olmasıyla meşhurdu. Sultânın huzurunda, çok edebli durur, bir âzâsını bile oynatmazdı.
Ama bir gün; o huzurda ayağının ucunu birazcık oynattı. Fakat sultânın gözünden kaçmadı bu hareket. Ayaz böyle yapmazdı, herhalde bir özrü var? diye düşündü.
O çıkınca, birini görevlendirip;
– Ayaz’ı tâkib et. Bana bilgi getir! diye emretti.
O kimse;
– Başüstüne sultânım! dedi.
Ve gizlice tâkib etti Ayaz’ı.
Gördü ki, Ayaz biraz ileride köşeyi dönünce durup pabucunu çıkardı. İçinden canlı bir akrep düştü. Onu oracıkta ezip;
– Pis hayvan! Sultânın huzurunda ısırıp, edebimi bozdurdun! diye mırıldandı.
Memur geri dönüp de vaziyeti Sultana anlatınca, Sultân Mahmud Ayaz’ı çağırıp;
– Ey Ayaz! Huzurumda edebini bozmaya seni mecbur eden şey neydi? diye sordu.
O, boynunu büküp;
– Sultânım! Kölenin işi kusur işlemek, Sultâna yakışansa affetmektir, dedi.
Sultan;
– Affettim, ama buna sebep ne olduğunu da söyle deyince;
– Sultânım! Bir akrep peş peşe ayağımı sokuyordu. Yedi kere sabredip ayağımı oynatmadım. Sekizincide dayanamayıp, ayağımı oynattım. Özür dilerim! dedi.

Comments are closed.