Deniz kabarınca!..

Allah dostlarından Hacı Keçeci Efendi’yi seven bir delikanlı, gemiyle yolculuğa çıktı bir gün. Hava sâkindi. Ama az sonra fırtına çıktı, deniz kabarıp gemi batmaya yüz tuttu. 
Yolcular feryat figan kelime-i şehâdet getirmeye başladılar. 
Delikanlı ellerini açıp;
– Yâ Rabbî! Sevdiğin bir kulunu bize imdâda gönder! diye yalvardı.
O anda nurlu bir zat belirip;
– Korkma evlâdım! Deniz de Allahın mahlûkudur. Cenâb-ı Hak dilerse sâkinleşir, diye fısıldadı.
O böyle der demez, sâkinleşti deniz. 
Gemi düzeldi. 
Ancak kimse bilmiyordu bu imdâdı yapanın Hacı Keçeci Efendi olduğunu. Genç baktı, göremedi onu bir daha. Kaybolmuştu gözden.
***
Bir gün sevdiği bir genç;
– Efendim, İslâm ahlâkı nedir? diye sordu bu zata.
O da cevabında;
– İslâm ahlâkı, kimseye yük olmamak, herkesin yükünü çekmektir, buyurdu.
– Muvaffak olmanın sırrı nedir? deyince;
– Sabır ve güleryüzdür, buyurdu.
***
Bir gün de bir gence;
– Bu hayat hayâldir. Dün öldü, yarın belli değil, öyleyse bugünü değerlendir, buyurdu.
– Nasıl değerlendireyim? deyince;
– Önce dînini öğren ve öğrendiğinle amel et, buyurdu.
Ve yine buyurdu ki:
– Din, ya bir ehl-i sünnet âliminden veya böyle âlimlerin ilmihâl kitaplarından öğrenilir. Böyle yaparsan, hem dînini öğrenirsin, hem de kalbin temizlenir.

 

Comments are closed.