Evliyânın duâ ve hâtırı için…

Hâliu Kasem hazretleri on birinci yüzyılın sonunda ve on ikinci yüzyılın başında Hadramut’ta yetişen evliyâdandır. Resûlullah aleyhissalâtü vesselâm efendimizin neslindendir. Asıl ismi, Ali bin Alevî bin Muhammed’dir. “Hâliu Kasem” lakabıyla meşhûr olmuştur. 1132 (H.527) senesinde Terim’de vefât etti…

MÜŞKÜL MESELELERİN HALLİ!..
Hâliu Kasem hazretleri, Resûlullah efendimizi rüyâda veya uyanıkken görür, müşkül meselelerini O’na arz eder, bunları aldığı cevaba göre, açıklardı…
Bu mübarek zat, vefatından önce oğluna yaptığı vasiyetinde buyurdu ki:
“Ey oğul! Allahü teâlânın sevgili kulları olan velîleri vesîle ederek, cenâb-ı Haktan bir şeyler istenebilir. Onları vesîle ederek bâzı ihsânlara kavuşulursa, bu yardımları ve ihsânları evliyâdan bilmemek lâzımdır. İhsânı yapan Allahü teâlâdır. Çünkü velîler, kendiliklerinden bir şey yapmazlar. Allahü teâlâ onları çok sevdiği için, onların duâ ve hâtırı ile yaratır. Peygamber efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde buyurdu ki: (Saçları dağınık, kapılardan kovulan öyle kimseler vardır ki, bir şey için yemin etseler, Allahü teâlâ onları doğrulamak için o şeyi yaratır.) Allahü teâlâ, sevdiği kullarını yalancı çıkarmamak için, yemin ettikleri şeyleri bile yaratınca, duâlarını elbette kabûl buyurur. Allahü tealâ Mü’min sûresinin altıncı âyetinde meâlen; (Bana duâ ediniz; duânızı kabûl ederim) buyurdu.

DUALARIN KABUL OLMASI…
Duâların kabûl olması için şartlar vardır. Bu şartları taşıyan duâ, elbet kabûl olur. Herkes bu şartları bir araya getiremediği için, duâlar kabûl olmuyor. Bu şartları yerine getiren velîlerin, âlimlerin duâ etmeleri için, onlara yalvarmak, şirk olmaz. Allahü teâlâ, söylenilenleri, sevdiklerinin rûhlarına işittirir. Onların hâtırı için istenileni yaratır. Evliyânın rûhlarından yardım istenir. Çünkü, Allahü teâlânın sevdiği kullarının rûhları, diri iken de, öldükten sonra da, Allahü teâlânın verdiği kuvvet ve izinle, dirilere yardım ederler. Böyle inanarak evliyâdan yardım istemek, Allahü teâlâdan başkasına tapınmak olmaz. Allahü teâlâya tapınmak, O’na inanmak, O’ndan istemek olur. Aklı olan, bunu pek iyi anlar…”

 

Comments are closed.