Zeynelâbidîn Alî hazretleri, bir gün şunu anlattı yakınlarına:
Mahşer günü, bir melek;
“Fazîlet sâhipleri nerededir?” diye mahşer ehline seslenir.
Bir grup insan kalkar.
Onlara;
“Sizler, Cennete gidiniz! denir.
Onlar Cennete giderlerken bâzı melekler onları görüp sorarlar:
“Siz kimlersiniz?”
“Biz, fazîlet ehliyiz” derler.
“Sizin fazîletiniz ne idi?”
“Biz, insanların hakâret ve zulümlerine sabreder, kötülük yapanları da affederdik” derler.
Melekler;
“Ne güzel, ne güzel, Cennet size âfiyet olsun” derler.
Sonra ehl-i mahşere;
“Sabır ehli nerdedir?” diye nidâ edilir.
Bir grup insan kalkar.
“Siz de Cennete gidin!” denir.
Onlar Cennete giderken, bâzı melekler onları görüp sorar:
“Siz kimlersiniz?”
“Biz sabır ehliyiz” derler.
“Siz neye sabrederdiniz?”
“İbâdette güçlüğe katlanırdık” derler
Melekler;
“Ne güzel, haydi Cennete gidin!” derler.
Daha sonra ehl-i mahşere;
“Allahın komşuları nerededir?” denir.
Az bir cemaat kalkar.
Onlara;
“Siz de Cennete gidin” denir.
Yolda bâzı melekler karşılayıp;
“Siz ne amel işlediniz?” derler.
Onlar da;
“Biz birbirimizi Allah için severdik. Sevgimize menfaat karıştırmazdık” derler.
Melekler de;
“Ne güzel, ne güzel, haydi mükâfat olarak siz de Cennete gidin!” derler.