“Ben teşekkür edip binadan ayrıldım. Sanki uçuyordum. Vücudumdaki bütün elektrikler gitmişti.
Osman Ağabey telefonda soruyordu:
“Efendim Enver Ağabey yerindeler mi?”
“Evet”
“Bir yere gidecek mi?”
“Bir program gözükmüyor”
“Kimseye randevusu var mı?”
“Yok”
“Size şimdi Üzeyir Özkan ağabeyi gönderiyorum.”
Durumumu kısaca anlattı. Orayla konuştuktan sonra kabul edilmiş olmalıydım ki bana döndü:
“Yahu sen kimsin, nasıl bir adamsın” deyip “Holding binasını bulabilecek misin?” dedi.
“Bulurum ağabey” dedim.
“Bana çok dua edeceksin” dedi.
“Tamam ağabey, hem gideceğim, hem de dua edeceğim” dedim.
Hakikat Kitabevi’nden çıktım. Holding binasına nasıl gittim, orayı nasıl buldum, o nu da bilmiyorum. Buraya da ilk kez gidiyordum. Osman Ağabeye de hep dua ettim.
Holding binasına girdim. Daha ismimi söyler söylemez, resepsiyondaki görevli kızımız hemen beni alıp Enver Ağabeyin sekreterinin yanına götürdü. Orada biraz dinlendim. Sekreter beni alıp Enver Ağabeyin yanına götürdü. İçeri girince çok duygulanmıştım. Ağlamıştım. Kendisine o kadar çok sarılmıştım ki, elimden gelse hiç bırakmayacaktım. Birlikte oturduk.
“Ağabey ne güzel ettin de geldin” deyip yarım saat falan birlikte sohbet ettik… Durumları anlattım. Müsaade istedim. Şeker kutusundaki şekerlerin hepsini çantama doldurdu. Tekrar sarıldık, dua ettiler ve sekreter ağabeye “Üzeyir ağabeyi gideceği yere götürün” dediler. Ben teşekkür edip binadan ayrıldım. Sanki uçuyordum. Vücudumdaki bütün elektrikler gitmişti.
Tekrar Tekirdağ’a kampa döndüm. Eşim “Üzeyir ne yaptın, görüşebildin mi” dedi. Eşime ve çocuklarıma hepsini anlattım. Eşim, “Üzeyir ben bazen seni anlayamıyorum” dedi. “Sen bırak bazeni, ben kendimi hiç anlayamadım, hâlen de anlayamadım” dedim.
Eşime nasıl evlendiğimizi hatırlattım. Eşim ile birlikte aynı köyde görev yapıyorduk. Eşime tam sekiz kez evlenme teklifi yapmıştım. Kabul etmiyordu. Ailesi de istemiyordu. Dünür gelenler ya doktor, ya mühendis olsun istiyorlardı.
Köyde eşimin ailesine “Hâkimler” diyorlar. Dedesi Cumhuriyet yıllarının ilk hâkimlerinden olduğu için bu unvan ile anılır olmuşlar. Tamam beni köyde herkes çok seviyor, bu öğretmen hanımla evlenmemizi de herkes çok istiyordu. Elbette ben de çok istiyordum ama istemekle olmuyordu işte… Ailesi istemiyordu ki… Araya hatırlı kimler girmedi ki? Eşimin dayıları amcaları hep asker, albay filan… Halası doktor. Hepsi yüksek tabakadan insanlar… Ben kim onlar kim?… DEVAMI YARIN