“Derdinin çâresi onda”

“Derdinin çâresi onda”



Akhisar’da, Şeyh İsâ Câmii avlusunda bir büyük zât yatıyor…

İlyas Çelebi “rahimehullah”.

O devirde “kötürüm” bir kadın vardı ki, yıllardır çâre bulamamıştı derdine.

Bir gece rüyâ gördü.

Denildi ki kendisine;

“Ey filân! Sen İlyas Çelebi’ye git”

Sordu ki: “Niçin gideyim?”

“Derdinin çâresi onda!”

Kadın, o sabah gönderdi küçük oğlunu bu velî zâta.

Ve haber verdi gördüğü rüyâyı.

İlyas Çelebi bir şişe zeytinyağı aldı.

Ve o çocuğa verip;

“Bunu annene götür, ayaklarına sürsün. Biz de duâ ederiz, inşallah şifâ bulur” buyurdu.

Kadıncağız o yağı ayaklarına sürdü.

Ve biiznillah şifâya kavuştu o anda…

● ● ●

Bu zât bir sohbetinde;

“Kardeşlerim! İnsanın en büyük düşmanı, nefsidir. Dînin her bir emrinde bu nefsi kırmak vardır ve nefis kırılırsa, netice hayır olur” buyurdu.

Sordular ki:

“Nefsi nasıl kıralım efendim?”

Cevâbında;

“İstişâre edin. Zîra nefis, istişâre etmek, fikir sormak istemez. Yolda bir mümine rastlarsanız, önce siz selâm verin. Müsâfaha ederken, ondan önce siz ona uzatın elinizi” buyurdu.

Ve ilâve etti:

“Kırıldığınız kimseden, önce siz özür dileyin. Öfkelenmeyin, halîm olun, çok çalışın, tembel olmayın ki, bunların hepsi de nefsi kırar.”

Comments are closed.