Evliyânın büyüklerinden Fudayl bin İyâd hazretleri, 187 (m. 803) yılında Mekke’de vefât etti.
Gençliğinde işlediği bütün günahlarına tövbe ettikten sonra Beytullaha gitmeyi arzu etti.
Hanımına seslendi.
Yanına geldiğinde;
“Ben Kâbe’ye gidiyorum. İster aramızdaki nikâh bağını çözelim, serbest ol, istersen benimle sen de gel” dedi.
Hanım tereddütsüz;
“Geliyorum” dedi.
Ve gerekli hazırlığı yapıp, yola çıktılar…
Hazret-i Fudayl, hacdan sonra İmâm-ı âzam hazretleriyle görüştü.
Derslerine katıldı.
Çok şey öğrendi.
Ve az zamanda yetişip “âlim” ve “velî” oldu.
● ● ●
Bir gün Arafat meydanında toplanan kalabalık halka baktı. O anda herkes Allahü teâlâdan af ve mağfiret diliyorlardı.
O, bu hâli gördü.
Kendi kendine;
“Yâ Rabbî! Senin affın sonsuz, merhametin nihâyetsizdir. Bu kulların hepsini de affedebilirsin” dedi.
Ve çok duâ etti…
O an can kulağına;
“Ey Fudayl! Senin bu hüsnü zannın hürmetine, bu hacıların hepsini affettim” diye bir ses geldi.