Kız kardeşiyle evlendi diye!

Kıymet Teyze annemin teyzesinin kızıydı. Bize pek gelip gitmezdi. Mahcup bir halde oyalı oyasız yemeni satardı. Koltukta bile her an kalkmaya hazır gibi eğreti otururdu. Sanki her an azarlanacak gibi başı öne eğik haldeydi…

Bir gün annem anlatmaya başlamıştı onun hayatını… Sütçülükle geçinirmiş Kıymet Abla’nın babası. Tam dört oğlu olmuş ama yaşamamış hiçbiri… Sonra beşincisi doğuyor… Bu ise bir kız… Evlatlarını bağırlarına basıyorlar… 
Annesi herkes tarafından sevilen bir insan… Yaylacık’ta “tiize” diyorlar kendisine. Bucalılar böyle konuşur. Hoşsohbet, dindar, elinden Kur’an-ı kerimi hiç düşürmeyen bir kadıncağız. O kadar çok okuyor ki çevirdiği sayfalarda parmakları iz yapmış.
Tam yedi sene adak kesiyorlar Kıymet Abla’ya, o sene de yaşadığı için… El bebek gül bebek büyütüyorlar kızlarını… Adını da Kıymet koyuyorlar. Öyle kıymetli ki, dünür gelseler bile 27 yaşına kadar veremiyorlar kimseciklere… Çünkü eller kıymet bilmez ki… Kendileri yemiyor ona yediriyor,  giymiyor ona giydiriyor. Elini bir işe sürdürmüyorlar… 
Tamam, eğitim psikolojisi açısından aşırı sevgi de yanlış belki ama ellerinde değil bu… Peki, bu halde acaba nasıl bir geleceğe hazırlıyorlar Kıymet’i?
Hiç beklenmedik bir şey ama herkese bir gün gelecek bir mecburiyet çalıyor ihtiyarların kapısını… Yaşlı anne ve baba vadesi geldikçe terk-i diyar ediyorlar… Ölüm denilen büyük mecburiyet…
Kıymet bir başına kalıyor kimsesiz… Akrabaları, o derece önem verilen kızcağızı, hiç önem vermeden “memur” diye, birisine veriyorlar…  Ah Kıymet Abla… El bebek gül bebek büyüyen Kıymet Abla, bu evlilik sonrası gelin gittiği evde tarif edilemez eziyet ve sıkıntılara düçar oluyor.
İmtihan büyük… Lakin “B planı” yok… Katlanacak… Hiç görmediği bir çevreye taşınıyorlar. Öyle ki köşebaşlarında kafa çeken, nara atan serkeşler… Daha fenası kocası da onlardan biri… Bir gün olsun akşama ayık geldiği vaki değil… Bir gün olsun çoluk çocuğuyla ilgilendiği de… 
Bu çileli evlilikten dört oğlu oluyor. Bu çocuklarını, her şeye rağmen bu bozuk çevrede yetiştirmeye çalışıyor… Ama anne ne kadar gayret gösterirse göstersin çocuklar babanın alışkanlıklarından ister istemez etkileniyor… Armut dibine düşer derler ya… Biraz öyle… 
Ve bir gün sokakta başlayan bir macera sokakta bitiyor… Oğullarından birini, oğlunun esrarkeş bir arkadaşı cezaevinden firar ederek hem de evlerinin önünde ve daha üzüntü verici olanı annesinin gözünün önünde vuruyor…
Sebep ne? Kız kardeşiyle evlendi diye… Devamı yarın

Comments are closed.