Resûl-i Ekrem Efendimiz buyurdular ki:
“Beni Mirac’a götürdüler. Allahü teâlânın huzurunda durdum.
Bana sordu ki:
‘Yâ Ahmed! Ehlini kime ısmarladın?’
‘Ebu Bekr-i Sıddık’a’ dedim.
Hakk teâlâ:
‘O, benim kullarımın, senden sonra en sevgilisidir. Benden ona selam götür’ buyurdu.”
***
Resûl-i Ekrem yine buyurdu ki: “Bir gün Cebrail bana geldi ve ‘Yâ Resulallah! Allahü teâlâ sana selam söyler’ dedi.”
Ve şöyle anlattı:
“Yâ Resulallah! Allahü teâlâ yetmiş dünya büyüklüğünde bir âlem halk etmiştir. Orası, Arş’tan iğne atsan, zemine düşmeyecek şekilde meleklerle doludur.
Hiç durmazlar.
Dinlenmezler.
Allahü teâlâyı tesbih ve tehlil eder, sevabını, Ebu Bekr-i Sıddık’ı sevenlere bağışlarlar…”
***
Enes bin Malik ve Ali bin Ebi Talib şöyle rivayet ederler:
“Allahü teâlâdan herhangi isteği olan, seher vakti kalksın.
Önce abdest alsın.
İki rekât namaz kılsın.
Her rekâtında bir Fatiha ile üç İhlas-ı şerif okusun.
Ve selam versin.
Secdeye gitsin.
Secde hâlinde ‘Yâ Rabbî! Şu şu isteklerimi Ebu Bekr-i Sıddık’ın hürmetine yerine getir’ diye dua etsin. Hakk teâlâ, hazret-i Ebu Bekr-i Sıddık’ın hatır ve hürmetine o kimsenin o isteğini verir.”