Dâvud-i Tâî “rahmetullahi aleyh” hazretlerine, bir gün; “Cennete ne ile girilir efendim?” diye sordular.
Cevâbında;
“Takvâ ile” buyurdu.
“Takvâ nedir efendim?”
“Takvâ, haramlardan sakınmaktır” buyurdu.
● ● ●
İbni Semmak hazretleri, Dâvud-i Tâî hazretlerine;
“Bana nasîhat et” dedi.
Cevâben;
“Öyle hayat yaşa ki, Allahü teâlâ seni haram bir iş üzerinde görmesin” buyurdu.
O, çok hoşlandı.
“Yine söyle” dedi.
O vakit; “Kötülerden, aslandan kaçar gibi kaç, iyilerden de hiç ayrılma!” buyurdu.
● ● ●
Biri de nasîhat isteyince;
“Dünya için dünyada kalacağın kadar, âhiret için de, âhirette kalacağın kadar çalış” buyurdu.
● ● ●
Kız kardeşi anlatır:
Bir gece namaza durdu…
Mümin sûresinin başından okumaya başladı.
Bir âyete geldi.
Devam edemedi.
Zîra bu âyette; “Ey Resûlüm! Müşrikleri kıyâmet günüyle korkut. O gün zâlimlerin şefâatçisi yoktur” buyuruluyordu.
Bu âyeti okudu…
Bir daha okudu…
Bir daha, bir daha… Derken sabaha kadar, hep bu âyet-i kerîmeyi tekrar tekrar okuyup, hürgür hüngür ağladı!..