“Bu genç niçin dileniyor?..”

“Bu genç niçin dileniyor?..”



Evliyânın büyüklerinden Abdullah-i Mürteiş hazretleri, bir gün evinin önünde oturuyordu ki, bir genç gelip para istedi ondan.

Ama bir şey vermedi.

Zira gencin üzerinde “yeni bir elbise” vardı.

Hiç de fakire benzemiyordu.

Kalbinden;

“Bu genç niçin dileniyor? Yaşı henüz genç, sakat değil, elbisesi yeni. Bu hâlde dilenmek ona yakışıyor mu?” diye geçirdi.

O genç de ayrılıp gitti.

Eli boş, boynu bükük.

Ve kırılmış bir kalple.

O gidince pişman oldu böyle düşündüğüne.

Peşinden koştuysa da göremedi bir daha.

Kendi kendine;

“Ey nefsim, niçin kırdın onu? Rabbimiz rızık gönderirken bakıyor mu kullarının günâhına? Belki de o, Allahın sevgili bir kuluydu, kim bilir” diye düşündü…

Ve uyuyakaldı.

Rüyâsında Hazret-i Alî’yi “radıyallahü anh” gördü.

Yanında o genç vardı.

Alî bin Ebî Tâlip;

“Niçin üzdün bu genci? Paran da vardı hâlbuki. Parası varken fakîre vermeyeni, Allahü teâlâ sevmez” buyurdu.

O anda uyandı uykudan.

“Eyvâh ben ne yaptım!” dedi kalbinden.

Fırladı yataktan.

Dünyâlık nesi varsa tamamını tasadduk etti fukarâya. Ve o gün yola çıktı. Bağdat medresesinde, “on beş sene” ilim tahsil etti.

Sonra, Ebû Hafs-ı Haddâd hazretlerini tanımakla şereflendi.

Comments are closed.