Anneciğimin ferasetine bakın!..

Anneciğimin ferasetine bakın!..



“Bir arkadaş ziyaretine gitmiştim ama gitmişken bir müddettir yaşadığım şikâyetten de söz ettim…”

 

 

Arayan annemdi:

“Sabah sabah uyandırdım, hakkını helal et. Bacınla beraber hastanede yatan muhterem bir ablayı ziyarete gitmek istiyoruz, acaba müsaitsen sen götürebilir misin? Yok değilsen üzülme, biz metrobüsle de gideriz” diyordu.

“Estağfirullah anneciğim, senin bir isteğini yerine getirmekten daha önemli ne işim olabilir? Hem hasta ziyaretinin sevabına ben de ortak olurum, kaçta dersen gelip alayım” diye cevapladım.

Hastaneye vardığımızda onlar ziyarete giderken ben de uzun zamandır görüşmediğim doktor arkadaşım Sebahattin Beye uğramaya karar vermiştim.

Kendisi bugüne kadar tanıdığım en başarılı doktorlardan biriydi. Rahmetli Enver Ağabeyin de, rahmetli babamın da doktoru idi. Kendisi de rahatsız olduğu için çok yoğun mesai yapmadığını duymuştum. “Şansımı deneyeyim, buradaysa ve müsaitse görüşürüz” dedim.

Çok şükür orada idi; az bekledikten sonra odasına aldılar. Bir arkadaş ziyaretine gitmiştim ama gitmişken bir müddettir yaşadığım karnımdaki şişlik ve rahat boşaltamamayı da sordum. Hekim bu durur mu hemen hekimliğine müracaat etti…

Elle muayene etti, bir şeylerden şüphelendi:

“Sakın ihmal etme, şu tahlilleri ve kolonoskopik incelemeyi yaptır gel, inşallah sonu hayırlı çıkar” dedi. Rahmetli babamın son hastalığı kolon kanseri idi. Bende de “acaba var mıdır?” diye şüphe ettiğim hâlde hayatın koşturmasında kontrole fırsat bulamamıştım.

Hastanede hemen istenen tahlilleri yaptırıp kolonoskopik inceleme için de ertesi güne randevu aldım…

Ertesi gün yapılan incelemede bağırsakta tümör tespit edildi ve patoloji için parça alındı.

Sebahattin Ağabeyimin şüphesi haklı çıkmıştı. Hastalığım bağırsak kanseriydi. Hastalık teşhis edildiğine göre çok acil tedaviye geçilmeli idi.

Birkaç gün içinde MR, tomografi gibi ileri tetkikler tamamlandı. Patoloji sonucu çıktı. Çok şükür hızlı yayılan bir tür değildi ve diğer organlara henüz yayılmamıştı.

Anneme:

“Anne ben mi seni hastaneye götürdüm, yoksa sen mi beni?” diye sormadan edemedim.

Derken o günden sonra kendim tedavi programına başlayacaktım. Kısa sürede programa başlandı. Önce kemoterapi ve radyoterapi görecek, sonra tekrar tetkikler yapılıp ameliyat olacaktım… DEVAMI YARIN

Comments are closed.