Gönlü “on”-“of” olanlar!..

Gönlü “on”-“of” olanlar!..




Bugün, bütün dünyanın (sanal anlamda) imbikten süzülerek bilgisayarlarımızla, cep telefonlarımızla internetle içimize aktığı bir dünyadayız.

Yarar-yaramaz, lüzumlu-lüzumsuz beyinleri bilgi seline boğan sanal dünyanın kapsama alanındadır insan.

Bu öyle akıl almaz bir durumdur ki…

Şu 8 milyar insanın yaşadığı mavi gezegen dünyada dahi bir “kişi”, bir “birey” olarak insanın anlamı vardır da… Tarifini yapmakta dahi zorlandığımız sanal dünyada bir kişinin birey olarak zerre değeri veya anlamı yoktur.

Daha enteresan olanı kendisini hiç sayan bu sanal dünya ile de hiç kimse alakasını kesmeyi düşünmez.

Bunu aklına bile getirmez.

Ezkaza bir elektrik kesintisi veya şarj bitimi gibi durumlarda bu sanal dünyadan biraz ayrı kaldığında da sinir krizleri geçirecek kadar rahatsız ve huzursuz olur.

Çünkü bugünün insanı artık o dünyanın meftunudur, bugünkü tabirle hastasıdır…

O dünya olmayınca bu dünyanın insan için artık anlamı yoktur.

Yani insanları, bu dünya üzerinde gezip tozup-yiyip içmesine bakıp da bunlar normal bir dünyada diye aldanmamalıdır.

İnternet bağımlısı insan, artık bu reel dünyaya ait değildir.

Bedeni bu dünyanın olsa da onun gönlü ve ruhu “on” düğmesiyle açılan “of” düğmesiyle kapanan ve içini hiçbir seyyahın şimdiye kadar dolaşıp bitiremediği uçsuz bucaksız bir âlem olan sanal dünyanın malıdır. Oraya aittir.

İnsanlık bu sanal dünyada kaybolmaya yüz tutmuştur.

Bu tespitlerden sonra asıl teşhise parmak basmak istersek durum artık bireysel ahlak ve maneviyat temsilcileri için ümitsiz vakadır.

Çünkü bu dünyaya bulaşan insan, “altın vuruş” seviyesine gelmiş eroinmandan daha beter bu dünyanın müptelası (bağımlısı) olduğu gibi… O dünya ile alâkasını kesen veya alâkası olmayan insan da, artık bu dünyada kendine yaşayacak bir mekân bulamamaktadır. Metropol göbeğinde de olsa dağ başında imiş gibi toplumun dışına iteklendiğini hissetmekte ve kendi beyninde de yok sayılmaktadır. 

Resim olarak konuyu muhayyel olarak (hayalinizde) tasvir etmeye (betimlemeye) çalıştığınızda insanların ruhlarının, artık bedenlerinden bir sıcak nefes gibi çıkıp internet dünyasına süzüldüğünü görürsünüz. İnternet dünyası o ruhu bir vantuz gibi emmektedir.

             Murat Çağlayan-İstanbul

 

 

ŞİİR

 

            Elin eğittiği çocuk

 

Düşmanına hayran vatanına düşman

Çocuk yetiştirmeyi keşfeden insan

Asrın silahını bulmuştur kork ondan

Sonun sana benzeyip ondan olandan

 

Vatanının çocukları başka ülkenin

“Bizim çocuklar”ı olmuşsa devletin

Vatanın işgal altındadır felç beynin 

Kalmamıştır girilmedik kılcal yerin

 

Güç de gelecek de çocukların geninde

Dünyayı yönet büyütürsen elinde

Başına bela olur el büyüttüğünde

Elinle yok edersin ihanetinde

 

Doğduğuna ve öldüğüne sevinen

Bir çocuğunu diğerine öldürten

Düşman çocukları plajında yüzen

Devlet olma çocuklarına sahiplen

 

Çocuğa devletten başka el değerse

İmkân veririm derken köle ederse

Mars’a çıkacak ilim beyne girmezse

Sefalet peyda olur yaşar ölmezse

                          Mustafa Alban

 

 

ENTERESAN BİLGİLER

 

BK KISALTMASI: bk. kısalması “Bakınız” anlamındadır. Bu tür çalışmalar daha çok kitaplarda ve ansiklopedilerde söz konusu olur. Ancak internet ortamı olmadan önce hazırlanan bazı çalışmalarda ne kadar dikkat edilirse edilsin özellikle ansiklopedilerde okuyuculara moral bozucu sürprizler de bulunabilirdi. Örnek olarak; bir kelimenin başka bir şekilde de anlatımı olunca (bk.) denilerek okuyucu öteki anlamına yönlendirilirdi. Buna da bir örnek vermek gerekirse; aranan madde diyelim ki Merzifonlu Kara Mustafa Paşa ise okuyucu bu başlığa geldiğinde karşısında (bk. Kara Mustafa Paşa) yazısıyla karşılaşır. Bu defa Kara Mustafa Paşa maddesine bakar. O madde de yazılmamıştır. Böylece okuyucu bu madde ile ilgili bilgiye kavuşamaz. Günümüzde bilgisayar ortamında hazırlanan bilgilerde “arama” özelliğiyle bu tür dalgınlıkların önüne geçilebilmiştir.

NOT: TDK daha önce (bkz.) olan kısaltmayı (bk.) olarak değiştirmiştir.

Comments are closed.