Çocuk, eğitim ve medya üzerine -2-

Çocuk, eğitim ve medya üzerine -2-




Herhangi bir velinin kendi çocuğuna bu çocuğu örnek göstererek “Bak senin yaşında neler biliyor” diyerek bu çocuğu övmesi, kendi çocuğu için yıkım olacaktır.

Bu çocuk kuru kuruya övülürken aşağılanan binlerce çocuğumuz ne olacaktır? Emelleri şüpheli bir kısım medya, ekran malzemesi istediği karakterlere, mümkün olan en küçük ebatlardayken yatırım yapar ve ihtiyaç olduğu an hedeflerine ulaşmak için onu ekran yüzü yapar. Bu küçücük yavru da aslında bu açıdan bakıldığında medyanın ekran figürlerinden biri olmaktan öte gitmeyecektir.

Anne ve babalar! Rica ediyorum, bırakın, çocuğunuz çocukluğunu yaşasın. O çocuk veya bir başka çocuk her ne kadar inkâr etmiş olsa da, ben yine bu durumu savunuyorum. Zira karşımdaki çocuk zaten çocukluğunu yaşayamadığı için, çocukluğun ne olduğunu bilmeyecektir. Yaşayıp yaşamadığının ayrımını da, okuduğu kitaplarda neyin doğru neyin yanlış olduğunu akıl süzgecinden geçiremediği gibi, yapamayacaktır. Bunu yapabilen bir çocuk olsaydı, zaten “çocuklara ahlak, terbiye, saygı eğitimi verilmeli” demekten önce, annesine olan tavırlarını ve tepkilerini düzeltirdi.

Bu durumu şununla da açıklayabiliriz. 1900’lü yıllarda yaşamış Psikolog John Broadus Watson “bana eğitmem ve büyütmem için sağlıklı, iyi yapılanmış bir düzine çocuk verin. Atalarının mesleği ve ırkı ne olursa olsun ben onların yeteneklerine, eğilimlerine, meziyetlerine, yatkınlıklarına aldırmaksızın, onlardan size, kendi seçimime göre doktor, avukat hatta dilenci ve hırsız yapayım” diyordu. Unutmayalım ki çocuğa ne verirsek direkt olarak onu alır, doğru veya yanlış ayrımı yapamaz.

Anneler babalar korkmanıza gerek yok…

Okulda önümüze felsefe kitabı değil, Cin Ali, 100 Temel Eser vb. koyduklarında ne anne babamıza saygısızlık ettik, ne de okulumuzu kötüledik. Belki medyatik olmamakla birlikte alanlarında dünya üniversitelerinde başarılara imza atmış nice evladımız vardır. Ama hiçbirinden, ailesine saygısızlık görmedik, duymadık. Eğitim, çocuğa yaşından büyük kitaplar okutmak değildir. Çocuğun çok okumuş olması, kültürlü, saygılı olduğu manasına gelmemektedir. Bu gerçekleri unutmadan evlatlarımızı vatanına, milletine hayırlı, bağlı, saygılı ve bilinçli şekilde yetiştirmeye çalışalım.

“Gezdim Halep ile Şam’ı, eyledim ilmi talep,

Meğer ilim bir hiç imiş, illâ edep, illâ edep”

              Buse Nur ÜNAL

 

 

 

ŞİİR

 

 

                    Can sıkıntısı

 

Temsillere yüklesem bütün yaptıklarımı

Koyun vücudundaki bilmem kaç tane kıla

Bir de eklesem ona tüm damla ve kumları

Bayat bir tecrübedir, evren tüketmiş akla

 

Acaba gezegende biraz fazla mı kaldım

Işığı ulaşmamış yıldızlar da sıkıcı

Ben yerde ve gökte tüm ikramları aldım

Bilindik tecrübeye mahkûmiyet ne acı

 

Işık hızına gülüp fırlasam şu göklere

Gerilerde bıraksam ahmakça intiharı

Ta yedinci kat gökte selam versem Türklere

Oralarda özlesem, vatan isimli yarı

 

Bütün gök katlarını sonsuz bir hızda gezsem

Ve sonra dönüversem, vatan denen cennete

Sıkılmaktan kaçış yok, zamanı dahi ezsem

Sıkılmamak mefhumu inşallah cennete…

 

                       Mehmet Yusuf İmeci

 

 

 

PRATİK BİLGİLER

 

Sebze pişirirken: Sebzeleri pişirirken çok az su kullanmalı. Bu sâyede daha taze görünüşlü olurlar. Sebzenin atılacağı suyu da, daha önceden kaynatmalı, sebzeyi sonra koymalıdır. Sebze yemeklerini fazla karıştırmak da doğru değildir.

Sebzeler pişirilince, vitaminlerinin büyük bir kısmı gideceğinden, mümkün mertebe, çiğ yenmelidir. Sebzeler, doğranmadan önce yıkanmalıdır. Aksi hâlde faydalı maddeler suya karışır gider. Soğan, soyarken, ellerin kokmaması için önceden sirke ile silmek lazımdır. Böyle yapılmazsa, sonradan tuz ile ovunca da koku gider.

Soğan soyarken gözün yanmaması için bir çare de, kabuğunu çıkartmadan önce soğanların üzerine biraz sirke döküp 2-3 dakika bekletip, sonra kullanmaktır.

Soğan: Kesilmiş soğanı nasıl saklamalı? Kesilen Soğanın hepsini kullanmak gerekmeyebilir. Bu durumda yarım soğan genellikle kurur, buruşur. Kısacası ziyan olur gider. Ama eğer bir tabağa biraz tuz koyup soğanın kesilmiş tarafı bu tuza yatırılırsa taptaze saklamak imkânı bulunur.

 

Comments are closed.