Gençlik üzerine

Gençlik üzerine




Tarih boyunca bir toplumu yıkmak isteyenler onların inanç, millî ve manevi değerlerini yok etmeyi ilk hedef olarak seçmişlerdir. Bunun için özellikle hedef gençlerdir ve genç kuşağa çok iyi sahip çıkmak gerekiyor. Aileden başlayıp, okulda hayatta ve toplumda onları millî ve manevi değerler çerçevesinde en iyi şekilde eğitmek ve yetiştirmek zorundayız.

Günümüzde gençlerimizin millî ve manevi değerlerden hızla uzaklaşırken, bu değerlerimize uymayan zararlı akımların ve alışkanlıkların tuzaklarına düştükleri görülmektedir. Bu itibarla ne enteresandır ki bazı basın, gazete ve tv programlarında yapılan yayınlarda milletimizin örf, âdet, dinî ve millî değerlerine, ahlak ve inancımıza ters düşen yerli ve yabancı yayınlar, diziler, ısrarla servis edilmektedir. Bunlar gençlerimizin ruh dünyasında tamiri zor, telafisi mümkün olmayan yaralar ve boşluk açmaktadır. Bundan daha tehlikeli boyutta olan şey gençleri internet dünyasında dünyaca ünlü grupların hayranlığının alıp götürmesidir. Günümüzün çocukları süratle anı yaşamaktan başka bir ideali, bir kutsalı, bir amacı olmayan birer ruhsuz beden hâline gelmektedir.

Bizde çocuklarını millî manevi değerlerle yetiştirmekle görevli olduğunu düşündüğümüz anne babaların; bırakın bu değerler hakkında çocuklarına önayak olmayı çocuklarının hangi ruh âleminde olduğundan bihaberler…

Eğitim sistemi artık ortaokuldan itibaren liseyi kazanmaya oradan da üniversiteye geçmeye dönük eleme yarışma okulları konumuna gelmiş çocuklar da okulda ailede birer yarış atı gibi test çözmeye odaklandırılmaktadır.

Günümüzün gençleri evde ailenin okulda öğretmenin ve eğitimin sokakta toplumun çocuğu olmaktan hızla uzaklaşmakta ve internetin sunduğu birbirinden vazgeçilmez programların ve sanal dünyaların çocuğu olmaya başlamışlardır. Ve biz aileler gençlerimizi kurtarmalıyız, onları eğitmeliyiz onlara millî manevi değerler vermeliyiz diye kendi kendimize havanda su dövmekteyiz. Gençlik elimizden kayıp gitmiş de haberimiz olmadan kendimizi geç kalmamak adına uyarıyoruz…

              Em. Sağ. Yazar-Aslan Torun

 

 

ŞİİR

 

   ORTA DOĞU CANİSİNE

 

Ey çağdaş Firavun, ey cani faşist,

Göğsünde zerrece vicdan bulunmaz.

Sana lanet okur İblis ve ifrit

Arzda senin gibi şeytan bulunmaz.

 

Yüz bin cana kıydın tüm dünya şahit,

Bebek kadın çocuk mazlum ve şehit

Rabbim “müntekim”dir hesabı şedit

Vaadinde zerrece noksan bulunmaz

 

İnsanlık suçudur yaptığın zulüm,

Bir alçak soykırım vahşi ve elim

Cennetten nişandır şehiden ölüm

Leşinize toprak mekân bulunmaz.

 

Birleşmiş Milletler miş miş milletler

Nerde mahkemeler ve adaletler

Ölüm kusmadadır kudurmuş itler,

Bir güvenli konsey organ bulunmaz…

 

Şark’ı kana boğan binbir suratlar

Sahte hak hukuklar çift standartlar

Ve insan hakları ve cartlar curtlar

Fikri mahpus tutan zindan bulunmaz

 

Gündür gelir geçer devran değişir

Zulüm pay-dar olmaz imkân değişir

Boğazlara geçen urgan değişir

İnfazlara cellat meydan bulunmaz

 

Davran Türk milleti ey millet davran,

Bir tek sen kalmışsın mazlumu duyan,

Hakkın vaadi yakın, dayan ha dayan

Göğsündeki gibi iman bulunmaz.

 

Ahlar arşa çıktı zeval yakındır,

Gün attı atacak kemal yakındır

Zalimlere sorgu sual yakındır

Senden maada cesur insan bulunmaz

 

Bîgane kalma son feryada âha,

Zalim er geç çarpar gayretullaha,

Davran ey yiğidim davran silaha,

BOP yılanı gibi yalan bulunmaz,

 

Kol kanat ger bugün şarktan mağribe,

Rabbin ordusu ol, yetiş garibe,

“Nasrun minallahi ve fethun karib’e”

Hak fermanı gibi ferman bulunmaz

 

           Necati Şentürk-Emekli Kırşehir Valisi

Comments are closed.