Çocukları köpeklerden kim koruyacak? -2-

Çocukları köpeklerden kim koruyacak? -2-




O yıllarda, okulun pansiyondan sorumlu müdür yardımcısıydım. Bir sabah bir grup öğrenci yanıma gelip: “Hocam, köpekler bütün gece havlıyor, ders çalışamıyoruz. Okulun bahçesi köpek pisliği dolu, üstümüz başımız köpek pisliği oldu. Oyun oynayamıyoruz. Ne olur bu köpeklere bir çare bulun. Biz köpeklere düşman değiliz ama bir yere bağlasanız da mağdur olmasak” dediler. İşin doğrusu, ben de durumdan mustariptim. Fakat köpekleri kendi çocuğundan bile çok seven, âdeta anne gibi onlarla ilgilenen bayan öğretmenimize bir şey diyemiyordum. Ancak bu sefer bize emanet edilen yüzlerce öğrencinin mağduriyeti söz konusuydu. Köpeklerle insanlar arasında bir karar vermek zorundaydık. Ertesi gün hayvan dostu öğretmenimizle görüşüp öğrencilerin mağduriyetini anlattım. Öğrencilerin, köpekleri bir alana bağlamamız ya da yiyeceklerini okuldan uzak bir yerde vermemiz yönündeki isteklerini ilettim. Aldığım cevap dehşet vericiydi: “Bağlarım onları köpeklerin yerine!”

Biz, hayvanları aç bırakmanın, onlara eziyet etmenin, onları haksız olarak öldürmenin çok büyük günah sayıldığı bir inancın ve medeniyetin mensuplarıyız. Sahipsiz hayvanlara sahip çıkmak için vakıflar kurmuş, hastaneler yapmış ecdadın çocuklarıyız. Ancak, hayvan sevgisi, asla insan sevgisinin önüne geçemez.

Hayvan haklarına sonuna kadar sahip çıkarken, insanları ihmal etmemeliyiz. Çocuklarımızı, mahallesinin sokağında oyun oynarken ya da okul yolunda bir pitbull saldırısına, ya da sokakta başıboş gezen sahipsiz köpeklere kurban veremeyiz. İnsanlara zarar veren köpeklerin hesabını sahipleri, sahipsiz köpeklerin hesabını da belediyeler, hayvan dernekleri ya da ilgili devlet kurumları vermeli, bu durum yasal güvence altına alınmalıdır. Aksi takdirde köpeklere Meclis’te bile sahip çıkılırken; feryatları hayvan hakları savunucuları(!) ve milletin vekilleri tarafından işitilmeyen körpecik yavrularımız, vahşi köpeklerin insafına terk edilecektir.

            İdris İspiroğlu

 

 

ŞİİR

 

         Kına gecesi

 

 

             ANNE

Aylar yıllar saymasaydım

Ah bağrıma taş bassaydım

Et tırnaktan ayrılır mı?

Keşke anne olmasaydım

             KIZI

Ekmeğine doymasaydım,

Anam sana kıymasaydım,

Ocağından ayrılırken,

Şu sözlerin duymasaydım.

             ANNE

Baş ucunda oturduğum,

Nice hayâller kurduğum,

Sen ikinci kızım benim,

Bu yuvadan uçurduğum.

             KIZI

Gam yeliyle savurduğum,

Firakımla kavurduğum,

Sen biricik anneciğim

Canevinden mi vurduğum?

             ANNE

Beşiğe koydum salladım,

Kanadım ile kolladım,

Gözlerimden ayırmadım,

Yad ellere mi yolladım.

             KIZI

Elim kınaya buladım,

Kına bezini doladım.

Gidiyorum bu son gecem,

Sizi Hakk’a ısmarladım.

             ANNE

Beyaz beyaz tel mi oldun,

Nefesimde yel mi oldun,

Sen annenin kuzusuydun,

Gidiyorsun el mi oldun.

             KIZI

Beyaz beyaz tel ettiler,

Esip giden yel ettiler,

Şu kuzunu alıp senden,

Annem bizi el ettiler.

             ANNE

Bağrımı üçe yardılar,

Ne bileyim ne sardılar,

Dallarında tomurcuklar,

Seni nasıl kopardılar?

             KIZI

Gül bahçemize girdiler,

Muratlarına erdiler,

Gül gibiydim dallarında,

Böyle ne çabuk derdiler?

             ANNE

Akmayın sular akmayın,

Yanmışım beni yakmayın,

Yavrumdan henüz ayrıldım,

Beni yalnız bırakmayın.

             KIZI

Körpe fidanı sökmeyin,

Boynunu erken bükmeyin,

Benim derdim bana yeter.

Ardım sıra su dökmeyin.

             ANNE

Dün bütündüm bugün yarım,

Hani benim yavrucağım,

Ne çabuk geçti seneler.

Ne tez aldı seni eller.

             KIZI

Yüreğimden tüter hârım

Göğe çıkar âh u zârım

Ana gibi yâr bulunmaz

Gayrı yansın hasret nârım.

             ANNE

Kurumuş dallar eğilmez

Azgın yaraya değilmez

Evlat acısını kardeş

Anne olmayanlar bilmez

             KIZI

Gönül tektir bölünmez ki,

Ölem deyip ölünmez ki.

Benim güzel anneciğim,

Ağlamadan gülünmez ki.

             ANNE

Ak alnında kaş olsaydım,

Gözlerimde yaş olsaydım.

Ah bir toprak taş olsaydım,

Keşke anne olmasaydım.

             KIZI

Uykundaki düş olsaydım,

Anka’lara eş olsaydım,

Uçurmaya kıyamadığın,

Kafesinde kuş olsaydım.

 

      Anonim&Fatma Macit

Comments are closed.