Seslenebilmek… “Anne” diye usulca bir nida dökülürken dudaklarımdan; mukabilinde (karşılığında) duyabilmek sesini… Hayatıma rehber, ömrüme yoldaş, canıma hemdem olanın sesini… Sen, perdeli gözlerini kâinata açarken yalan dünyanın keşmekeşliğini, kirine, pasına bulaşacağını hissedercesine “ınga!” “ınga” diye canhıraş çığlıklarla inletiyor iken doğum odasını; sesiyle sükûnete, kokusuyla cennete, varlığı ile huzura kavuşturan… Şu hayatta değerini, şahsiyetini, kıymet-i hakikiyesin anlatmaya asla muktedir olamayacağım, fâni olan bedbaht dünyada içimde sonsuz sevgimle barındırdığım, bu dünyaya ait değilmişçesine tertemiz, pirüpak kalabilen eşsiz insan… Bütün kötülükler, dipsiz kuyular, karanlıklar sarmış iken cümle âlemin yüreğini; ruhunu ve kalbini tüm bu hezeyanlardan (kötü sözlerden) koruyabilmiş nadide bir çiçeksin anneciğim. Öyle bu fâni dünyaya ait değil, öyle başka, öyle munis (cana yakın) öyle nahif, öyle güzel ahlak elbisesini bürünmüşsün ki… Sana layık evlat olabilme şerefine kendime had bulamıyorum annem… Ömrüm boyunca her daim yanı başımda olan, varlığın ile hayatta kaldığım, ruhuma nefes, canıma yoldaş olan annem… Dünyanın kötülüğünü, hüznünü, kederini, insanların zulmünü, haksızlığını, ihanetini hak etmeyen, bu dünyaya ait olmayan; kalbi, dimağı ve nefs-i emmaresi bilinen bilinmeyen tüm kötülüklerden âri (uzak) annem, nefesim annem…
Bizim alev alev yanan nefs ateşimizi o; sabır ve hilm kûşesinde (köşesinde) soğutmuş, yok etmiştir bendinde… Attığı her adımda, aldığı her nefeste Rabbi teâlânın rızasından ve dahi ailesinin iyiliğinden gayrı bir şey arzu etmeden köşesinde usulca ömrünü bezeyen; zaman silsilesinde sekîne-i sükûn (sessiz ve sakin) içre bir cân…
Seni anlatmak… Kelâmım kifayetsiz (yetersiz), kalemim kudretsiz, izahı (açıklaması) nâ mümkün (mümkün değil…) Seni yaşamak, evladın olmak ve bizlere bu mutluluğu bu bahtiyarlığı nasip eden Allaha şükür nimetinden gayrı istenecek ne ki var, hiçbir şey…
Rumuz: “Bir Ses”
ŞİİR
TAŞLAMA
Yol yanlış rehber yanlış,
Gidiyoruz meçhule…
Gönül gözü kapanmış,
Döndük uyurgezere…
Madde manayı yendi,
Araya nifak girdi.
Vicdan terk edip gitti,
Hırs doldu kalbimize.
Sevgi, doğruluk esir,
Nefret ve hainlik hür;
Aynaya bak ve tükür.
Nankörlüğün yüzüne.
Sus konuşma Niyazî!
Yorma artık kendini,
Hayatın tutmuş dibi,
Bu gidişat mahşere…
Niyazi Tosun
ESKİMEZ KELİMELER
MÜLAHAZA: lâhz kelimesinden gelmektedir. Çoğulu mülâhazat’tır. 1. Dikkatle bakma. 2. İyice düşünme. 3. Düşünce anlamlarındadır.
MÜMESSİL: 1. Temsil eden, benzeten. 2. Temsilci, birinin veya bir dairenin adına hareket eden. 4. Aktör. 5. Sınıfta yoklama yapan ve inzibatı (düzeni) sağlayan talebe, sınıf başkanı.
MÜMTAZ: 1. İmtiyazlı, ayrı tutulmuş, üstün tutulmuş. 2. Seçkin. 3. (i) Erkek adı.
NASİHAT: İbret verici ders, tavsiye, ihtar, öğüt vermek anlamındadır.
TENZİLAT: Fiyat indirme, indirim yapmak, iskonto, ucuzluk.