“Her şey yazılabilir bir beyaz kâğıda”

“Her şey yazılabilir bir beyaz kâğıda”




Her şey yazılabilir bir beyaz kâğıda. “Yaratılanı severiz, Yaradan’dan ötürü.” Mini mini birler, yaşasın ikiler çağlarında, bizlere kâğıttan uçak yapmayı, sonra da kendi uçağını tasarlayabilen mühendislerimizi yetiştirebilen öğretmenlere ve bu mühendislere sahip çıkan devlete bir teşekkür mektubu yazılabilir mesela…

Her şey düşünülebilir, aklıselim bir düş hekimi edasıyla. Hiç tanımadığı bir masuma saldırıp onu katleden caniye milletin vicdanında kabul gören bir cezayı müeyyide uygulayacak bir mahkeme kararını yazabilmek mesela. Giden can geri gelmez elbet ama masum bir insana kıyan caniye verilen ceza hem caydırıcılık açısından hem evladını yitiren ananın babanın acısını bir nebze olsun dindirebilmek açısından…

Her şey yazılabilir, bir beyaz kâğıda…                              

Dünya sürgünü 88 yıl süren Üstat Sezai Karakoç’un önce ruhuna bir Fatiha, ardından “… Yoktan da vardan da ötede bir var vardır…” sözünü haykırmaktan öte, her tarafa altın varaklı bir çerçeve içerisinde asmak lazım mesela.

Her şey yazılabilir, bir beyaz kâğıda. Vatandaşa yok çeken, fabrikalardan gelen araçları, üç beş galericiye peşkeş çeken otomobil bayilerine okkalı bir ceza, ya da yeni yılda, yüzde elli ÖTV artırımına giden bir kanun metni mesela…

Her şey yazılabilir bir beyaz kâğıda…

Milletin üç kuruşuna göz diken zincir marketlere, bir hafta kapatma yazısı mesela…

Her şey yazılabilir bir beyaz kâğıda… Ülkede kazandığı hâlde ülkesinin zor gününde stok sevdasına düşen kendinden başkasına acımayacak kadar ego ve bencillik içindeki stokçuya “dur bakalım arkadaş” diyerek cezai müeyyide uygulanabilir mesela…

Her şey yazılabilir, bir beyaz kâğıda… Samsun’da sokakta yatıp kalkan bir garibin, kuru ekmeğini fare ile dostluk kurup paylaşması, o garibin de Devlet Baba tarafından sahiplenmesini dillendirmek lazım mesela…

Her şey yazılabilir bir beyaz kâğıda. Her cami önünde dilenenlere… Sokakta dilendirilen mini mini çocuklara bir çözüm bulunabilir mesela…

          Haktan Emre Kul

 

 

 

 

ŞİİR

 

            KALMAMIŞ

 

Dinle evlat, yaban elin cereyanı:

Seni benden alır, verir ellere.

Gaflet rüzgârı ki, sarmış her yanı.

Düşünenler akıl edenler kalmamış.

 

Çatırdıyor ailenin temeli.

Bu marazı hangi suyla yumalı?

İnsanımız, kirli bilgi hamalı.

Vefa-cefa; iffet-saffet kalmamış.

 

Boşanmalar almış gider başını.

Çocukların, kim siler gözyaşını?

Tahammül yok, zehir eder aşını.

Hane viran, sıcak yuva kalmamış.

 

Sahte aşklar, çabuk biten balayı.

Modacılar zevkten çeker halayı.

Satın aldık, elimizle belayı.

Fedakârlık, sabır-sebat kalmamış.

 

Evlat bakmaz, babasının yüzüne.

Ne söylese, kail olmaz sözüne.

Hangi zehri, zerk etmişler özüne?

Dümen kayıp, rota-menzil kalmamış.

 

Açıldı gözümüz, kalmadı perde.

Ham söz çare olmaz, kalpteki derde.

Hani noldu, ata-ecdat nerede?

Bakarsan geriye, kimse kalmamış.

 

Gençlik başka âlem bir başka tipi,

Ümide çıkmıyor, korkulu kapı.

Bizi özden etti, bu sinsi yapı.

Garip Maraşlıya, meydan kalmamış.

 

   İbrahim Saygılı-Kahramanmaraş

 

 

 

GÜZEL YURDUMUZ

 

TRABZON MUTFAĞI: Trabzon ilimiz çok eski bir yerleşim merkezidir. Trabzon mutfağını anlatmaya sayfalar yetmez. Hamsi buğulaması yanında mis gibi kokan taze mısır ekmeği üzerine sürülen Trabzon yağı, gurbetteki her Trabzonlunun unutamadığı bir hâtırasıdır. Mısır Çorbasının ayranlı ve yoğurtlu çeşitleri, Lahana Çorbası, Etli Lahana Sarması, Kara Lahana Yemeği, Trabzon Döneri, Hamsili Pilav, Hamsi Kuşu, Hamsili Kaygana, Hamsili Bulgur Pilavı, Haluşka, Trabzon Hurmalı Tart, Muhlama, Pazılı Hamsi Tava, Gongoş Sarması, Pazı Tavası, Mısır Çorbası, Hamsiköy Sütlacı, Balkabağı Tavası, Huliya, Sütlü Mısır Ekmeği, Hamsi Çitlemesi, Fasulye Pilaki, Mamzana, Malhota, Ezme Lahana, Sebzeli Hamsi, Fasulye Turşusu, Trabzon Hurmalı Kek, Akçaabat Köftesi, Kuymak, Trabzon Peynirlisi, Trabzon Burmalısı, Laz Böreği, Hodan Böreği, Alabalık… Trabzon’un dillere destan lezzetlerinden bazılarıdır… Bugün herkesin ısrarla aradığı taş fırında pişirilen Trabzon ekmeğini zaten bilmeyen yoktur. [http://www.trabzon.gov.tr/yoresel-yemeklerimiz]

Comments are closed.