İlim öğrenecek kişi; yumuşak huylu, ağır başlı ve edep sahibi olmalıdır.
Ebû Bekir Şeybânî hazretleri kırâat ve ferâiz âlimidir. 439 (m. 1047)’de Irak’ta Selh’de doğdu. 527 (m. 1133)’de Bağdad’da vefât etti. İlim öğrenmek hakkında şunları buyurdu:
İlim öğrenecek kişi; yumuşak huylu, ağır başlı ve edep sahibi olmalıdır. Kur’ân-ı kerîmi okumalı, Allahü teâlâyı unutmamalıdır. Kendine, sık sık nimetler içinde olduğunu hatırlatmalı, “Elhamdülillah” dedirtmelidir. Her zaman, eli, ayağı, gözü, kulağı ve dili haramdan korumalı, şeytanın şerrinden Allahü teâlâya sığınmalıdır. Konuşacak ve görüşecek arkadaşlarını iyi seçmeli, bunlar, kendisine zarar verecek, günaha sokacak kişiler olmamalıdır.
Allahü teâlânın râzı olmadığı şeylerle meşgûl olmaktan kaçınmalı ve çok korkmalıdır. Şeytan, kötü, çirkin ve beğenilmeyen şeyleri çok kerre süsler, göze güzel gösterir ve nefsi onunla meşgûl ettirir. Her zaman “Yâ Rabbî! Beni râzı olmadığın faydasız şeyleri öğrenmek ve yapmaktan koru, faydalı ilim nasîb et” diyerek, Allahü teâlâya yalvarmalıdır.
Allahü teâlânın emir ve yasaklarına, Resûlünün sünnetine ve bu yolun âlimlerinin izinden ayrılmamak için sözlerine çok dikkat etmelidir. Zira emek boşa gider. Ömür, râzı olunmayan işlerle geçirilmişse yazık olur. Emîr ve yasaklar iyi gözetilmeli, ne buyuruldu ise ona uygun yapmalıdır. İlim sahibi edepli olur. Kendisini ilgilendirmeyen şeylerden konuşmaz.
İlim sahiplerinin yanında dikkat edilecek husûslar:
Âlimlerin huzurunda edepli olmalıdır. Yüksek sesle konuşmamalı, sorulacak şeyi edeple sormalı, sükût üzere olmalı, kendilerinden öğrendiği ilim için teşekkür etmelidir. Eğer, ilim sahibi zât herhangi bir sebeple kızarsa, ona karşı gelmemelidir. Ondan özür dilemelidir. İlim sahibi, öğrendiği ilim sebebiyle tevâzu üzere olur. Zira bu hâliyle herkesin sevgi ve muhabbetini kazanır. İlim sahibi şereflidir. İlmi ve edebi, kendisini şerefli yapmıştır.
İlim sahibi, ilmi ehline öğretir. Dünyânın aşağı şeylerini istemez. Paraya-pula tamah etmez. Yumuşaklıkla ilmini insanlara aktarır. Onların dünyâ ve âhıret saadetine kavuşmalarına çalışır.
İlim sahibi kişi sabırlıdır. Öğretirken anlaşılmayan yerleri, yumuşaklıkla tekrar eder, hiç kızmaz. Edepli hâliyle huzûruna gelenleri terbiye eder, güzel ahlâkı anlatır. Önce kendisine, doğru îmân sahibi olmayı öğretir. Böylelikle huzûruna gelen ilim âşıkları, Allahü teâlânın râzı olduğu doğru imânı öğrenirler.