“Allahın kitabını ve ıtremi bıraktım”

“Allahın kitabını ve ıtremi bıraktım”



“…Size, onlara yapışıp, dalalete düşmemeniz için, Allahü teâlânın kitabını ve ıtrem ehl-i beytimi bıraktım.”

 

Sual: Bir kitapta bildirilen hadîs-i şerifte, (Size, Allahü teâlânın kitabını ve ıtremi bıraktım) deniyor. Buradaki ‘ıtre’ ne demektir ve bununla ne anlatılmak istenmektedir?

Cevap: Konu ile alakalı olarak Menâkıb-ı Çihâr Yâr-i Güzîn kitabında deniyor ki:

“Hazret-i Câbir’den rivayet olunmuştur. Resûlullah efendimizi arefe günü hacda gördüm hutbe okuyordu ve; (Ey insanlar! Size, onlara yapışıp, dalalete düşmemeniz için, Allahü teâlânın kitabını ve ıtrem ehl-i beytimi bıraktım) buyurduğunu işittim. Türpüştî hazretleri de ‘Itre için bazıları kişinin ıtresi, yakınları demektir, bazıları Resûlullah efendimizin ıtresi, Abdülmuttalib oğullarıdır, bazısı, kişinin ıtresi, ehl-i beytidir, yakın olsun, uzak olsun ev halkıdır dedi. Lügat, sözlük manası itibariyle de, kişinin ehl-i beyti ve kavminin yakınlarıdır. Resûlullah efendimizin ıtreden muratları, asabeleri ve ezvâc-ı tâhirâtıdır’ buyurdu.

Zeyd bin Erkam hazretleri rivayet eder. Resûlullah efendimiz buyurdular ki: (Muhakkak ben size, eğer benden sonra onlara tutunursanız, iki şey bırakıyorum. Birisi, diğerine nazaran daha büyüktür. Bu Kitabullahtır ki, gökten yere kadar uzanan iptir. İkincisi, ıtrem olan ehl-i beytimdir. Asla birbirlerinden ayrılmazlar. Ta ki benim havuzuma ulaşırlar. Siz de, o ikisinden yana ne yol ile halef olursunuz nazar ediniz.)

Tayyibî hazretleri de ‘Bir şeye tutunmak, ona bağlanmak, onu korumakla olur. Allahü teâlâ Hac sûresi 65. âyetinde mealen buyurur: (Elbette Allahü teâlâ semayı, yere düşmemesi için tutar. Ancak kıyamet günü kendi izni ile tutar.) Ancak layık olan şeye tutunulur. Tutunmak geçen yerlerde, tutunulan şey de bildirilmiştir ki, iptir. (Kitabullah, gökten yere kadar uzanan iptir) sözünde sanki insanlar, tabiatlarının, şehvetlerinin istediği şeylerin bulunduğu bir yerde durmuşlar, nefislerinin çirkin arzularını yerine getirmek isterken, Allahü teâlâ lütuf edip, insanların yükselmesini irade ederek, Kur’ân-ı kerim ipini onlara yaklaştırır. O ipe tutunanlar kurtulur. Orada kalanlar helak olur. Kur’ân-ı kerime tutunmak, onda bildirilenle amel etmek, yasak edilenden kaçmaktır. Itreye tutunmak, onlara muhabbettir. Yani ehl-i beyti sevmek, onların doğru yolunda, izinde yürümektir’ buyurdu.”