“Bâtın ilmi, Allahü teâlânın sırlarından bir sır ve O’nun hikmetinden bir hikmettir…”
Muhammed bin Abdülvâhid Bâverdî hazretleri hadîs, tefsîr ve fıkıh âlimidir. 261 (m. 875) yılında Horasan’da Ebyurd’da doğdu. 345 (m. 956) yılında Bağdâd’da vefât etti. Yüz bin hadîs-i şerîfi, râvileriyle birlikte ezbere bilirdi. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Muâz bin Cebel’in (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) “Kimde şu üç haslet varsa, o, dînin kendileri sebebiyle ayakta durduğu ebdâlden olur. İlki, Allahü teâlânın kazasına rızâ göstermek, ikincisi, Allahü teâlânın haram kıldığı şeyleri yapmama husûsunda sabır. Üçüncüsü, Allahü teâlâ için kızmaktır” buyurdu.
Hasen bin Ali’nin (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîf ise, “Bâtın ilmi, Allahü teâlânın sırlarından bir sır ve O’nun hikmetinden bir hikmettir ki, onu, evliyâ kullarından dilediğine verir” buyurdu.
Ubâde bin Sâmit’in (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte de “Bu ümmette, her zaman otuz kimse bulunur. Her biri İbrâhim aleyhisselâm gibi bereketlidir” buyurdular.
Abdullah bin Mesvâ’nın (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Peygamber Efendimiz buyurdu ki: “Allahü teâlânın yeryüzünde üçyüz tâne kulu vardır. Onların kalbleri Âdem’in kalbi gibidir. Yine Allahü teâlânın kırk tâne kulu vardır. Onların kalbleri Mûsâ’nın (aleyhisselam) kalbi gibidir. Allahü teâlânın yedi kulu vardır. Onların kalbleri İbrâhim’in kalbi gibidir. Beş kulu vardır. Kalbleri Cebrâil’in kalbi gibidir. Üç kulu vardır. Kalbleri Mikâil’in (aleyhisselam) kalbi gibidir. Bir kulu vardır, kalbi İsrâfil’in kalbi gibidir. İsrâfil’in kalbi üzere olan vefât ettiği zaman, Allahü teâlâ onun yerine üç taneden getirir. Üç taneden vefât eden olduğu zaman, onun yerine beş taneden getirir. Beş taneden vefât ettiği zaman, onun yerine yediden birisini getirir. Kırk kuldan birisi vefât ettiği zaman, onun yerine üçyüz kulundan birisini getirir. Üçyüz kulundan birisi vefât ettiği zaman, onun yerine diğer insanlardan birini getirir. Allahü teâlâ onlar sebebiyle diriltir ve öldürür. Yağmur yağdırır ve durdurur.”
İbn-i Mes’ûd’a (radıyallahü anh) “Allahü teâlânın onlar sebebiyle diriltmesi ve öldürmesi nasıl olur?” diye sorulunca, o cevâb olarak; “Çünkü onlar, ümmetin çoğalmasını isterler. Allahü teâlâ onlar sebebiyle bu ümmeti çoğaltır. Zorbalara ve zâlimlere bedduâ ederler. Bu sebeple zâlimler helak olurlar. Onlar, Allahü teâlâdan ümmet için yeryüzünde rahatlık isterler. Allahü teâlâ, onlar sebebiyle çeşitli belâları kaldırır” buyurdu.