Allahü teâlânın razı olduğu kimseler…

Allahü teâlânın razı olduğu kimseler…



İbadet etmek tatlı ve kolay geliyorsa, günah işlemek kendisine acı ve sıkıntı veriyorsa, o kimseden Allahü teâlâ razıdır.

 

Edep ve nezaket medeniyeti -20-

Allahü teâlânın sevgine ve rızasına kavuşmak için, Ona ve bütün kullarına karşı edep ve saygı göstermek ve daima tevazu sahibi olmak lâzımdır. İşte bunun için, (Hiçbir bî-edep, vâsıl-ı ilallah olamaz) sözü, Allah dostlarının vazgeçilmez şiarı olmuştur. Yani hiçbir edepsiz, Allahü teâlânın rızasına kavuşmaz ve Onun sevdiği kimselerden olamaz.

İsrailoğulları, Mûsa aleyhisselama, (Ne yaparsak Allah bizden râzı olur?) diye sual sorduklarında Allahü teâlâ, (Onlar benden razı olurlarsa, ben de onlardan razı olurum) buyurdu. Yani başına gelen belalara katlanmak, ona buna şikâyet etmemek, Allah’tan gelen her şeye razı olmaktır.

Bir kimsenin, Allahü teâlânın kendisinden razı olup olmadığını anlaması, iki şeyle mümkündür: İbadet etmek tatlı ve kolay geliyorsa, günah işlemek kendisine acı ve sıkıntı veriyorsa, o kimseden Allahü teâlâ razıdır.

Allahü teâlânın takdirine razı olmalıdır! Hadîs-i kudsîde Cenâb-ı Hak buyurdu ki: (Kaza ve kaderime razı olmayan, beğenmeyen, verdiğim nimetlere şükretmeyen benden başka Rab arasın!) [Taberani]

Allahü teâlânın, bir kulunu sevdiğinin ve ondan razı olduğunun iki alâmeti vardır: Birincisi, Ona tam iman etmiş olmak, yani hiç şüphe etmeden, doğru bir şekilde, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği gibi inanmaktır.  İkincisi, Onun kullarının dünyasına ve âhiretine hizmet etmektir. Dünyasına hizmet etmek, mesela bir işini görmek, maddi yardımda bulunmak, çok sevap olur. Bir hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (İnsanlar, Allah’ın ıyâlidir [kullarıdır], Allahü teâlânın en çok sevdiği kimse, onun ıyâline iyilik edendir.) [Bezzar

Bir kimseyi ateşte yanarken kurtarmak çok kıymetlidir. Fakat bu, ebedî Cehennem ateşinden kurtarmak yanında hiç kalır. Bunun için, hizmetin en kıymetlisi, insanlara âhireti için yardımcı olmaktır. Onların Müslüman olmasına ve dinini doğru olarak öğrenmesine vesile olmak için çalışmaktır. Bugün için, bunun en kolay yolu da, uygun bir din kitabını bulup ona hediye etmektir. Dinimizde bu hizmetin adına “Emr-i ma’rûf yapmak” denir…

Allahü teâlânın rızasına kavuşmak isteyen kimse, her şeyden önce doğru bir imana sahip olmalıdır. Allahın dostları olan Müslümanları çok sevmeli, düşmanlarına muhabbet beslememelidir. Beş vakit namazı vaktinde ve cemaatle seve seve kılmalıdır. Her amelinde ve ibadetinde, Resûlullahın sünnetlerine uymalı, bid’atlerden çok sakınmalıdır. Rabbimizin sevdiği ve seçtiği sâlih kulları gibi olmaya  çalışmalı ve (İnsanın dini, arkadaşının dini gibidir) hadis-i şerîfini hiç unutmamalıdır.