Altıyüz bin nasihat!..

Hazret-i Ali vefatından önce şöyle buyurdu: “İleride öyle zamanlar gelecek ki, kıtâl ve zulümsüz hükümdarlık etmeyen kalmayacak; çılgınlık ve cimrilik etmeden zengin olmak mümkün olmayacak; kişilerin arzularına uymadıkça da insanlarla sohbet etmek mümkün olmayacak. Bu zamana kim yetişecek olur da sohbet ve metânet gösterir ve kendisini korursa, Allahü teâlâ ona elli sıddîk sevâbı verir.” 
“Öyle zamanlar gelecek ki kötülükleri menedenlerin sayısı, insanların onda birinden az olacaktır. Sonra bunlar da gider ve artık kötüyü yasaklayan tek kimse bulunmaz.” 
“Her fenalıktan uzak kalmanın yolu, dili tutmaktır.” 
“İki şey aklı ve tedbiri bozar. Biri acele etmek, biri de olmayacak şeyi istemek.” 
“Akıl gibi mal, iyi huy gibi dost, edep gibi miras, ilim gibi şeref olmaz” 
“Dünya bir cîfedir, leştir. Ondan bir şey isteyen köpeklerle dolaşmaya dayanıklı olmalı.” 
“İyilik bilmez birisi de olsa, sen iyilik yap! Zira o, mukâbilinde teşekkür edene yapılan iyilikten mizanda daha ağır basar.” 
Peygamber efendimiz, Hazret-i Ali’ye buyurdu ki: “Yâ Ali altıyüz bin koyun mu istersin, yahut altıyüzbin altın mı veyahut altıyüz bin nasihat mi istersin?” Hazret-i Ali, “Altıyüzbin nasihat isterim” deyince, buyurdu ki: 
“Şu altı nasihate uyarsan, altıyüz bin nasihate uymuş olursun: 1. Herkes nafilelerle meşgûl olurken, sen farzları ifâ et. 2. Herkes dünya ile meşgûl olurken, sen Allahü teâlâyı hatırla. Yani din ile meşgul ol, dine uygun yaşa, dine uygun kazan, dine uygun harca! 3. Herkes birbirinin ayıbını araştırırken, sen kendi ayıplarını ara. Kendi ayıplarınla meşgul ol! 4. Herkes, dünyayı imâr ederken, sen dinini imâr et, zînetlendir. 5. Herkes halka yaklaşmak için vâsıta ararken, halkın rızâsını gözet. Allahü teâlâya yaklaştırıcı sebep ve vâsıtaları ara! 6. Herkes çok amel işlerken, sen amelinin çok olmasına değil, ihlâslı olmasına dikkat et!”

> NOT: Hakk’ın rahmetine kavuşan yazarımız Mehmet Oruç’un vefatından önce kaleme aldığı yazılarını yayınlamaya devam ediyoruz.