“Liseye kayıt yaptırana kadar ilk darbeyi babamdan yediğimi elli yıl sonra öğrendim.”
Ağrı Dağı’ndan taş yuvarlansa gelir beni bulur, misali aksilikler hiç peşimi bırakmadı. Hangisini yazayım, nereden başlayayım?
Ortaokulu bitirene kadar olanları yazmaya değer bulmuyorum ama liseye kayıt yaptırana kadar ilk darbeyi babamdan yediğimi elli yıl sonra öğrendim.
Babam seksen yaşlarında… Hastalanınca ziyaret etmek ve helalleşmek için memlekete gittim. Elini öptüm boynuna sarıldım. Hoşbeşten sonra babamdan helallik istedim. Dedi ki:
“Oğlum ben hakkımı helal ettim. Senden memnunum. Bana yük olmadın, asıl sen bana hakkını helal et” dedi.
– Ne demek baba, benim size ne hakkım geçer ama yine de helal ettim!
-Oğlum sen Deniz ve Işıklar Askerî Liselerini kazanmıştın o sene biliyor musun?
-Nasıl ya? Gerçekten mi?
-Evet kazanmıştın, ama ben senden sakladım. Hatta dereceyle kazandığından askerlik şubesine çağrıldım. Şube başkanının tebrik ve ikramından sonra özür beyan ederek dedim ki: “Kumandanım altı çocuk okutuyorum. Uzaklara oğlumu gönderemem beni mazur görün…”
Bunun üzerine komutan: “Herkes çocuklarını bu okullarda okutmak için can atıyor, sen imkânsızlıktan uzaklara gönderemiyorsun! Adalet mi bu?” dedi… Demem o ki asıl sen hakkını helal et! Ben şehrimize yakın diye senin kazandığın Mersin Öğretmen Okulu’na gitmeni tercih ettim.
En büyük hayalimin mazide kalmasına içim bir tuhaf oldu… Kazanamadım diye üzülürken kazandığıma mı sevineyim, hakkımın bana göre fazla da önemi olmayan bir bahane ile hem de babam tarafından zayi edildiğine mi?
Biz kadere inanan insanlarız… Şimdi üzüntümü belli ederek hasta yatağında, zaten içine dert olmuş ve anlatmak ihtiyacı hissetmiş babamı mı üzecektim. Geçmiş gitmiş… Elli sene sonra babama kızacak hâlim yoktu ya… “Canın sağ olsun babam” deyip boynuna sarıldım.
Ama geriye dönüp baktığımda baba duası almanın da az bir şey olmadığını idrak ettim.
Biz lise bitip de üniversite sınavlarına girdiğimizde yüksek puanlar alarak üniversiteye kayıt yaptırdık ama tercihimiz istediğimize göre değil de anarşiye bulaşmadan mezun olacağımız fakülteleri tercih etmek idi.
O sene aldığım fen puan ile ODTÜ’yü kazanabildiğim hâlde sakin bir şehir olan Erzurum’u tercih etmiştim. Türkiye’de o zaman on tane bile olmayan bir üniversiteye kayıt yaptırmıştım. Elhamdülillah dönemin kargaşasına rağmen herhangi bir sıkıntıya uğramadan 4 yılda ve yaz döneminde mezun oldum.
Gazanfer Şahin