Bir elbisem olsa da…

Bir elbisem olsa da…



Evliyânın büyüklerinden Abdullah-i Mürteiş hazretleri, 328 (m. 939) da Bağdat’ta vefat etti.

Kerâmet sâhibi olup, kalpten geçeni anlar ve çok cömertlik yapardı insanlara.

Şöyle ki;

O devirde fakir biri, nafile hac yapmak istiyor, ama parasızlıktan gidemiyordu bir türlü.

Bir gün kalbinden;

“Abdullah-i Mürteiş hazretleri, cömert bir velîdir. Bana, bir yol elbisesiyle, on beş gümüş para verse, ne iyi olur” dedi.

Böyle temenni etti.

Ardından da;

“Bu parayla kova ve ip alır, o elbiseyi de üzerime giyer, Beytullah’a giderim” dedi.

Böyle düşündü.

Az sonra kapı çalındı.

Koşup açtığında, bu büyük velî zâtı gördü eşikte.

Çok şaşırdı!

Zira birkaç saniye önce o evliyâyı düşünüyordu…

Elinde bir paket vardı.

Bir de para kesesi.

Önce paketi uzatıp;

“Bunun içinde bir elbise var. Hacca gitmek istersen, bunu giyip gidersin diye düşündüm” buyurdu.

Sonra keseyi uzatıp;

“Bunda da, on beş gümüş para var, kova ve ip alırsın, bu hac yolunda lazım olur” dedi.

Ve ayrılıp gitti…

Fakir, gözyaşıyla duâ ediyordu arkasından!..

Comments are closed.