Bunda da sünnete uyduk

Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin kabr-i şerîfi, Buhâra’nın kasr-ı ârifan köyündedir.

 

Sevdiklerinden bir grup Müslüman Beytullah’ta tavaf yapıyor, bu zât da bulunuyordu orada.

 

Onlar, Mina’da kurban keserken bu büyük zât;

 

“Bizim de kurban kesmemiz lâzım, ama biz belki oğlumuzu kurban ederiz” buyurdu.

 

Bu sözü hepsi de işitti.

 

Ama bir şey anlamadılar.

 

Bir hikmeti vardır dediler.

 

O günün tarihini yazdılar.

 

Hac dönüşü Buhâra’ya geldiklerinde duydular acı haberi.

 

Evet, büyük zâtın oğlu vefât etmişti.

 

Tâziyeye gelenlere “Oğlumun vefatıyla, Resûlullaha tâbi oldum. Çünkü Onun da oğlu vefât etmişti” buyurdu.

 

Ve ilâve etti:

 

“O Resûlün başından ne geçtiyse aynen benim başımdan da geçti. Onun yapmış olduğu her işi ben de yaptım. Bir tek sünneti bile terk etmedim hayâtımda.”

 

● ● ●

 

Bu zât bir sohbetinde;

 

“Kabul olan bir namaz, insanı günâh işlemekten korur, her namaz değil” buyurdu.

 

Dinleyenler;

 

“Hangi namaz kabul olur efendim?” dediler.

 

Büyük zat;

 

“Farzlarına, vâciblerine, sünnetlerine, hattâ edeblerine tam uyarak kılınan bir namazı, Allahü teâlâ kabul eder. O kimse, istese de kötülük yapamaz” buyurdu.


Comments are closed.