Dalâlete düşmek helâk olmaya sebeptir!..

Takvâyı elden bırakmayın! Bütün nesnenin nûru takvâdandır. Dâimâ Allahü teâlâyı hatırlayın!
 

 

Kefevî Ebû Bekr Efendi Osmanlı âlim ve velilerindendir. Kırım’ın Kefe liman şehrinde doğdu. İlk zamanlar ticâretle meşgûl olup, ticâret için gittiği Mısır’a gittiği zaman Kâdiriyye yolu mensuplarından Şeyh Şâhîn-i Mısrî’nin sohbetlerinde bulundu. Daha sonra Bağdat’a giderek Seyyid Ebü’l-Vefâ Muhammed Kâdirî hazretlerinin sohbet ve hizmetinde bulundu.

 

Evli ve çoluk çocuk sâhibi olan Takıyyüddîn Ebû Bekr Kefevî, memleketinden ayrılalı dokuz sene geçtiği hâlde hiçbir haber alınamadı. Babası Hayreddîn Efendi, oğlunun öldüğüne dâir iki şâhid bulup gelinini başkasıyla evlendirmek istedi. Evlilik için gerekli hazırlıklar yapıldı. Düğünden bir gün önce, Kefevî hazretleri hanımının rüyâsına girip kendisinin sağ olduğunu ve başkası ile evlenmemesi gerektiğini bildirdi. Gördüğü rüyâyı hayra yoran hanımı, düğün husûsunda acele edilmemesini söyleyip, beklemeye başladı. Gerek evlenecek kimse, gerekse diğer insanlar düğüne devâm ettiler. Velîme yâni düğün yemeği yeniliyordu. O sırada denizde Kefe limanına doğru yaklaşan bir gemi göründü. Gemi sanki karşısından esen rüzgâra rağmen Kefe’ye doğru akıp geliyordu. Düğün yemeğinde misâfir bulunan Mağripli bir adama, gelen gemiyi sordular. O kimse; “Ben o gemide, ilmiyle amel eden mürşid-i kâmil bir zât tanırım. Bu tarafa geliyor. O zâta Şeyh Ebû Bekr Kefevî derler. O zâtı karşılayın” dedi. O zâtın sözlerine bir mânâ veremeyen insanlar, şaşkın bir hâlde gemiye doğru yürüdüler. Gemiden inenler arasında gerçekten Takıyyüddîn Ebû Bekr Kefevî de vardı. Bu hâlin Ebû Bekr Kefevî’nin bir kerâmeti olduğunu kabul eden insanlar, düğünden vazgeçtiler. Allahü teâlâ onun izzet ve şerefini korudu. Hanımıyla başkasının evlenmesine izin vermedi.

 

Ebû Bekr Kefevî hazretleri 1562 (H.970) senesinde Kefe’de vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:
“Bilin ve anlayın ki, her nesne yoktan var edilmiştir. Her canlı ölümü tadacaktır. Allahü teâlâ, Cennet’i ve Cehennem’i de biz kullar için yaratmıştır. Cennet’e gitmeyi arzulayan, ona giden yola gitsin! Bu yola âit amelleri işlesin! Bu yolun aksi Cehennem yoludur. Bundan başka yol yoktur. Muhammed aleyhisselâmın yolunun dışındaki her şey bâtıldır. Bâtıla tâbi olmak, dalâlete, bu da helâk olmaya sebeptir. Takvâyı elden bırakmayın! Bütün nesnenin nûru takvâdandır. Dâimâ Allahü teâlâyı hatırlayın! Gönlünüzde dâimâ O bulunsun! Allahü teâlâyı unutan kimselerden olmayınız! Dâimâ Allahü teâlâ ile olup, iki cihânda sâdete kavuşunuz.”


Comments are closed.