Dünyaya meyletmedikçe!

Hasan-ı Basrî hazretleri buyururdu ki: “Âlimler, devlet adamlarının gözüne girmek için sevgi ile onlara meyletmediği müddetçe Allahü teâlânın koruması altındadırlar! Aksi halde Allahü teâlâ, yardımını onlardan çeker ve zâlim hükümdarları onlara musallat kılar da onlar kendilerine kötü bir şekilde zulmederler; aynı zamanda kalblerine dehşet ve korku salar.” 
Fudayl bin İyâd buyurdu ki: “Ben, evimin menfaatçi, hasetçi din adamlarının bulunduğu yerden uzak olmasını isterim. Bir nimete mazhar olduğumu gördükleri zaman bana hased eden, bir zillete düçar olduğum zaman da sevinen adamların yakınında benim ne işim var!” Yine O, buyurdu ki: “Bir âlimin vera ve takvasının az olması ne kötü şeydir!.. İnsanların, ‘falanca âlim, falanca zenginin malı ile hacca gitti’ demeleri ne ayıp bir şeydir!” 
Huzeyfe bin Yemân buyurdu ki: “Ben, bir âlimin devlet adamlarının kapısına yakın olmasını hiç iyi karşılamam! Zira bu kapılar, dünya yurdunda fitnelerin eğlendiği yerlerdir!” 
Saîd bin el-Müseyyeb buyurdu ki : “Bir âlimin sultanın kapısından eksik olmadığını gördüğün zaman, bil ki o bir din istismarcısıdır!” 
Meymun bin Mehrân buyurdu ki: “Sultanla arkadaşlık etmek, büyük bir tehlikedir. Çünkü sultanın her dediğine muvafakat etsen, dinini tehlikeye atmış olursun. Muhalefet ettiğin zaman da nefsini tehlikeye maruz kılmış olursun. Selâmet istersen, ne sen onu tanı, ne de o seni tanısın!” 
Yine Fudayl bin İyâd buyurdu ki: “İbâdetlerden yalnız farzları edâ edip de sultanın kapısına gitmeyen bir kimse; gündüzleri oruç tutup geceleri ibâdet eden, nefis mücahedesi yapan, hacca giden, bunlarla birlikte sultanın kapısına giden bir kimseden hayırlıdır!” 
Dahhâk bin Müzahim buyurdu ki: “Ben, bütün bir geceyi, sultanı razı edecek ve fakat Allahü teâlânın rızasına aykırı düşmeyecek bir sözün ne olduğu hakkında düşünmekle geçirdim; fakat böyle bir söz bulamadım!” 
Esmai de şöyle buyurdu: “Devlet adamlarının şerlileri, ulemâdan uzak olanlardır. Ulemânın şerlileri ise devlet adamlarına yakın olanlardır.”

 

Comments are closed.