Edep, insanı süsler…

Evliyânın büyüklerinden Behâeddîn-i Buhârî hazretleri, bir sohbette bâzı sevdiklerine;

 

“Karşılaştığınız her Müslümana değer verin. Çünkü o kişi, Allah’ın sevgili bir kulu olabilir” buyurur.

 

Ve şunu anlatır:

 

Vaktiyle bir talebe çıkar evden.

 

Medreseye gidecektir. Az sonra karşıdan yaşlı biri gelir.

 

Genç, durup edeplice kenara çekilir.

 

Yol verir ihtiyara.

 

İhtiyar dahî durur.

 

“Haydi geç!” buyurur.

 

“Siz buyurun efendim.”

 

“Yol senin evlâdım.”

 

“Olsun efendim, siz buyurun.”

 

Evliyâdan bir zâtmış o meğer.

 

Ona tek bir “nazar” eder.

 

O nazarla edepli çocuğa bir hâl olur.

 

Kalp gözü açılır, evliyâ olur…

 

● ● ●

 

Bu zât, bir gence sordu ki:

 

“Allahü teâlâyı seviyor musun?”

 

“Seviyorum efendim.”

 

“Peki, emirlerini yapıyor musun?”

 

“Tam uyamuyorum hocam.”

 

Büyük zât;

 

“Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uymayan bir kimsenin, (Ben Allah’ı seviyorum) demesi, doğru olmaz” buyurdu.

 

● ● ●

 

Bir gün de “Efendim, bir kulun Allah’a yakınlığı ne ile ve nasıl anlaşılır?” diye sordular.

 

Büyük zât;

 

“Vermesiyle belli olur. Müminin, Allah’a yakınlığı arttıkça, insanlara olan iyiliği ve ihsânı da artar. Ondan uzaklaştıkça bu ihsânı da azalır” buyurdu.


Comments are closed.