Efendimizi öldürecekti ama…

Peygamber Efendimiz aleyhissalâtü vesselâm, bir gün yalnız başlarına bir yerde oturuyorlardı ki, müşriklerden Nadr bin Hâris kılıcını çekip yürüdü üzerine.
Fakat kılıcını fırlatıp hızla geri kaçtı.
Ve Ebû Cehl’in yanında aldı soluğu.
Ebû Cehil sordu:
“Yâ Nadr, ne oldu sana?”
“Sorma” dedi, “Tam Muhammed’i öldürecektim ki, iki arslan peydah olup bana saldırdılar. Kaçmasaydım parçalayacaklardı beni”.
Ebû Cehil;
“Boşver bu da Onun bir sihridir” dedi.

BİRİSİ ŞU
Beş müşrik, Efendimizi her gördükleri yerde alaya alır, Onu üzerlerdi.
Cebrâil aleyhisselâm gelip;
“Yâ Muhammed! Seni incitenleri bana göster” dedi.
Efendimiz etrâfa bakıp; “İşte, biri şu” buyurdular.
O, Velîd bin Mugîre idi. Melek onun bacağına sert bir nazar edip;
“Başka kim var?” dedi.
Az sonra Âs bin Vâil göründü.
Onun da karnına nazar etti.
Sonra diğer üçü göründüler.
Onların da birinin gözüne, birinin başına, birinin de karnına nazar etti ve;
“Müsterîh ol yâ Muhammed! Bunlar cezâlarını bulacaklar” dedi ve öyle de oldu.
Velîd‘in bacağına sivri bir demir saplanıp deve boynu gibi şişti ve şiddeti sancıyla ölüp gitti.
Esved‘in iki gözü kör oldu. Cebrâil aleyhisselâm bunun kafasını bir ağaca vura vura canını Cehenneme yolladı.
Öbür Esved‘in de yüzü birden siyâh oldu. Âilesi tanımayıp kovdular. O da kahrından intihar etti.
Hâris tuzlu balık yedi. Ne kadar su içtiyse de kanmadı ve çatlayıp helâk oldu.

Comments are closed.