En büyük yılan, nefistir

Cezayir’de yetişen Ebül Abbas Müstegânimî hazretleri hocasıyla olan görüşmesini şöyle anlatır: Bir gün dükkânımıza teşrif etmişti.
Bir ara bana bakıp;
“Nasılsın evlat?” dedi.
“Elhamdülillah” dedim.
“Senin yılanlardan korkmadığını, eline alıp oynadığını duydum” dedi.
“Doğrudur” dedim.
Bana şefkatle bakıp;
“Sana bir yılan söylesem, onunla da böyle oynayabilir misin?” dedi.
“O nedir ki?” dedim.
“Nefsindir. Zehrinin şiddeti de yılanınkinden kat kat çoktur. İşte bu yılanı avcunun içine alabilirsen, asıl marifet odur” buyurdu.
***
Çok duygulandım.
Nefis neymiş?
O zaman anladım.
Bana;
“Evladım, bu nefsin şerrinden kurtulan pek azdır. Sen bunu başarırsan, dünya ve ahiret saadetine kavuşursun” buyurdu.
***
Ebül Abbas hazretlerini seven biri anlatıyor:
Abdest alırken bende çok defa vesvese meydana gelirdi.
Bu halim Ebül Abbas’a ulaşmış.
Bir gün beni gördü.
Yanıma yaklaşıp;
“Duyduğumuza göre, abdest alırken sende vesvese olurmuş, öyle mi?” diye sordu.
“Evet efendim” dedim.
“Kolayı var” dedi.
Ve sevgiyle bakıp;
“Bizim yolumuzda olanlar şeytanla oynar, yoksa şeytan onlarla oynayamaz!” buyurdu.
Ondan sonra vesvese benden kayboldu.

Comments are closed.