“Eshâbım, ümmetim için sığınaktır…”

“Eshâbım, ümmetim için sığınaktır…”



“Yıldızlar gök ehli için sığınaktır. Ben Eshâbım için sığınağım. Eshâbım da ümmetim için sığınaktır. Hangisine uyarsanız, hidâyete kavuşursunuz…”

 

Fikârî Efendi, Kanunî Sultan Süleymân devri tefsîr âlimlerinden olup 957 (m. 1550) senesinde vefât etti. Eshâb-ı kiramın fazîleti hakkında şunları nakleder:

Resûlullah efendimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” Eshâbının ve Ehl-i beytinin “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în” diğer ümmetlerden üstün ve fazîletli olduklarına itikâd etmek dînî bir vecîbe ve İslâm akâidindendir. Onlar Resûlullah efendimizin sohbetiyle ve dînin yayılmasında, Resûlullaha yardımcı olmakla şereflenmiş seçilmiş kimselerdir. Onların üstünlükleri Kur’ân-ı kerîmde bildirilmiştir. Allahü teâlâ [Fetih sûresi 18. âyetinde meâlen] (Ağaç altında sana söz veren müminlerden Allahü teâlâ elbette râzıdır.) [Fetih sûresi 29. âyetinde meâlen] (Muhammed “aleyhisselâm” Allahın Resûlüdür. Onun yanında bulunanlar (Eshâb-ı kirâm) kâfirlere karşı çok şiddetli, kendi aralarında gâyet merhametlidirler. Onları rükû ve secde ederken (namaz kılarken) görürsün. Allahtan lütuf ve rızâ isterler…), [Tevbe sûresi 100. âyetinde meâlen] (İyilik yarışında önceliği kazanan Muhâcirler ve Ensâr ve onlara güzelce uyanlardan Allah râzı olmuştur. Onlar da Allahtan râzıdırlar…) buyurmuştur.

Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Yıldızlar gök ehli için sığınaktır. Ben Eshâbım için sığınağım. Eshâbım da ümmetim için sığınaktır. Hangisine uyarsanız, hidâyete kavuşursunuz. Eshâbıma dil uzatmayınız! Ümmetimden herhangi biri, Uhud Dağı kadar altın sadaka verse, Eshâbımın bir müd arpa sadakasına verilen sevâba kavuşamaz.”

İmrân bin Husayn’ın “radıyallahü anh” rivâyet etdiği bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulmuştur: (Zamanlar, asırlar ahâlisinin en hayırlısı, en iyisi benim asrımın ahâlisidir. [Yani Sahâbe-i kirâmın hepsidir.] Ondan sonra ikinci asrın, ondan sonra üçüncü asrın müminleridir.) Diğer bir hadîs-i şerîfte ise “Beni görenlere ne mutlu ve Eshâbımı sevenlere ne mutlu, çünkü sizin en hayırlınızdır” buyuruldu.

Eshâb-ı kirâmın kalpleri Allahü teâlâya kavuşmuş ve O’nda fânî olmuşlardır. Konuştukları zaman hakkı söylerler. Hükmettikleri zaman adaletle hükmederler. Allahü teâlâ [A’râf sûresi 181. âyetinde meâlen] (Yarattıklarımızdan bir ümmet vardır ki, hakkı gösterirler ve onunla hükmederler) buyurdu.

Comments are closed.