İftira etmek büyük günahtır!

İftira etmek büyük günahtır!




Müslümanlara suizan, zulmetmek, mallarını gasbetmek gibi ve haset, iftira ve yalan söylemek ve gıybet etmek gibi haramdır.

 

Dilimizin âfetleri -12-

Dil ile işlediğimiz günahların biri de, insanlara iftira atmaktır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Yalan söylemek ve iftira etmek haramdır, sakınmak lazımdır. Bu iki fenalık, her dinde de haram idi. Cezaları çok ağırdır. [C.3, m.34] İftira büyük günahtır ve çok fenadır. Bunda yalan söylemek de vardır ki, yalan, her dinde haramdır. İftirada bir mümini incitmek de vardır ki, bu da, başkaca haramdır. Bunlardan başka, iftira etmek, yeryüzünde fesat çıkarmaya, ortalığı karıştırmaya sebep olur ki, bu da haramdır. [C.3, m.41] Müslümanlara suizan, zulmetmek, mallarını gasbetmek gibi ve haset, iftira ve yalan söylemek ve gıybet etmek gibi haramdır. [Hadika]

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Bir kimse, bir mümin hakkında olmayan bir şey söylerse, iftiraya uğrayan kimse, onu affedinceye kadar, Allahü teâlâ onu Cehenneme sokar.) [Ebu Davud]

(Bir müminde her haslet bulunabilir. Ancak hıyanet ve yalan bulunamaz.) [İbni Ebi Şeybe]

En çok düşmanı olan Allahü teâlâdır! Bir gün Mûsa aleyhisselam, insanların konuşmalarından bıkmış, (Ya Rabbi, n’olur bu insanlar benim hakkımda konuşmasın) diye dua etmiş. Allahü teâlâ buyurmuş ki: (Ya Musa, senin istediğin o şeyi ben, kendim için bile yapmadım. Görmüyor musun, duymuyor musun, Benim hakkımda neler konuşuyorlar!)

Peygamber Efendimiz Allah’ın habîbi, sevgilisi idi, âlemlere rahmet idi. İnsanları Cennete davet için, Cehennemden sakındırmak için en acı sıkıntıları çekti. Ona akla hayale gelmeyecek iftiraları yaptılar, -hâşâ- sihirbaz dediler, mecnûn dediler, şâir dediler, hanımı Âişe validemize iftira ettiler, çok eziyet ettiler, yollarına dikenler döşediler. Allah’ın Habîbi ile savaştılar. Hâlbuki O rahmet-i ilâhî idi, insanlar yanmasın diye âdeta çırpınıyordu. (Bilmiyorlar, bilselerdi yapmazlardı) buyuruyordu.

Kur’ân-ı kerimde de mealen buyuruluyor ki: (Yalan söyleyenler, iftira edenler, ancak Allah’ın âyetlerine inanmayanlardır. İşte onlar, yalancıların tâ kendileridir.) [Nahl 105]

İkinci binin müceddidi, hadis-i şerifle müjdelenen İmam-ı Rabbani hazretlerine yaptıkları eziyet ve iftiraların yanı sıra ne dediler biliyor musunuz? “Serhend cahili” dediler, bu isimle de yazılar yazıp dağıttılar.

Resulullahın vârislerinin istisnasız hepsi de aynı eziyet ve sıkıntılarla karşılaşmışlar, çeşitli iftiralara maruz kalmışlardır. Hatta ibn-i Âbidin hazretleri, hocası Mevlâna Halid-i Bağdadi hazretlerine yapılan iftiralara dayanamayıp, iftiracılara ve onlara inananlara bir reddiye risalesi yazdı. Bu risaleye de (Sell-ül-Hüsâmü’l-Hindi li-Nusret-i Mevlâna Şeyh Halid Nakşibendi) ismini verdi.

İmam-ı Gazali hazretleri de iftiralara maruz kalan büyüklerdendir. Felsefeciler ve bid’at ehli olanlar hâlâ bu büyük imama iftiralarına devam etmektedirler.

Kim Muhammed aleyhisselama çok benzerse o derece, bu sıkıntılar, bu iftiralar başına gelir. Bunlar, bu yolun şanındandır.