Îmânın şubeleri -2-

Îmânın şubeleri -2-


“Îmânın şu’belerinden bahseden hadîs-i şerîf 6 kitaptan beşinde yer almakta, fakat adı geçen kitaplarda, bazı lafız farkları bulunmaktadır.”

 

Dünkü makâlemizde, bir nebze, îmânın şu’belerinden bahseden hadîs-i şerîf üzerinde durmaya çalıştık. İmâm Mâlik’in Muvatta’ı, İmâm-ı Buhârî ile İmâm Müslim’in Sahîhleri, İmâm Ebû Dâvûd, Tirmizî ve Nesâî’nin Sünen’lerini, “Câmiu’l-Usûl min Ehâdîsi’r-Resûl” adıyla ihtisâr eden İbnü’l-Esîr el-Cezerî’nin on cildlik eseri ile, bunun İbnü’d-Deyba’ eş-Şeybânî tarafından yapılan dört cildlik muhtasarının başlarında, bu hadîs zikrolunmaktadır. Bu hadîs, yukarıda zikrettiğimiz 6 kitaptan beşinde yer almakta, fakat adı geçen kitaplarda, dün de işâret ettiğimiz gibi, bazı lafız farkları bulunmaktadır.

İmâm Muhyiddîn en-Nevevî, Sahîh-i Müslim Şerhi’nde, bu hadîsi açıklarken, başlığa şunu yazmıştır: “Bâbu Beyâni Adedi Şu’abi’l-Îmân ve Efdalihâ ve Ednâhâ ve Fazîleti’l-Hayâ ve Kevnihî mine’l-îmân=Îmânın şu’belerinin adedini, en üstününü ve en aşağısını ve hayânın fazîletini ve îmândan oluşunu beyân bâbı”.

İmâm-ı Nevevî, Ebû Hüreyre’den (radıyallahü anh) mervî lafızları zikrederken, önce “İmân, altmış küsûr şu’bedir” lafzını, sonra da şek ifâde eden “Yetmiş küsûr veya altmış küsûr” lafzını kaydetmiştir.

Bundan sonra Nevevî (rahimehüllah) şöyle demiştir:

“Bunu Buhârî, kitâbının başında, (Ebû Âmir) el-Akadî’nin rivâyeti olarak şeksiz bir şekilde “altmış küsûr”, Ebû Dâvûd, Tirmizî ve başkaları, Süheyl rivâyeti olarak yine şek bulunmayan bir tarzda “yetmiş küsûr”, Tirmizî başka bir tarîkten “altmışdört bâb” lafızlarıyla zikretmişlerdir.

Ulemâ, iki rivâyetten hangisinin tercîh edileceği hakkında ihtilâf etmişlerdir. Kâdî Iyâz demiştir ki: Doğru olan, diğer hadîslerde geçen ve diğer râvîlerden gelen “60 küsûr” rivâyetidir.

Şeyh Ebû Amr İbnü’s-Salâh (rahmetullahi aleyh) demektedir ki:

“Süheyl rivâyetinde vâki’ bu şek, Süheyl’dendir. Hâfız Ebû Bekr Beyhakî (rahmetullahi aleyh) de böyle söylemiştir. Süheyl’den şeksiz olarak “70 küsûr” lafzı da rivâyet edilmiştir. Süleymân b. Bilâl, Amr b. Dînâr’dan şeksiz, kat’î olarak nakletmiştir ki: Bu, Sahîhayn’de ihrâc edilen sahîh rivâyettir. Şu kadar var ki, Müslim’in kitâbında bizim gördüğümüz “yetmiş küsûr”, Buhârî’nin kitâbında gördüğümüz ise “altmış küsûr” lafızlarıdır. Her iki rivâyet de, iki kitâbın herbirinden nakledilmiştir. Bu hadîsin rivâyet tarîklerinde, o ikisinden her birinde, bilinen bir rivâyetin bulunmasında işkâl (problem) olmayıp, tercîhte ihtilâf etmişlerdir. İhtiyâtlı olan, ekal olan rivâyeti (daha az olan rakamı yani 60 küsûru) almaktır. Ekser olan rivâyeti (daha çok olanı yani 70 küsûru) tercîh edenler de vardır. Ebû Abdillah el-Halîmî bunu ihtiyâr etmiştir.”

Şeyh (İbnü’s-Salâh) demiştir ki: “Bu şu’belerin tayîni husûsunda söz uzar. Bu konuda bazı musannefât tasnîf edilmiştir. Faydası en bol olanlarından biri, Buhârâ’daki Şâfiîlerin imâmı, Müslümânların imâmlarının yükseklerinden Ebû Abdillah Halîmî’nin “Kitâbu’l-Minhâc” adlı eseridir. Hâfız Ebû Bekr Beyhekî de “Kitâbu Şu’abi’l-Îmân” isimli büyük kitâbında onun yolunu ta’kîb etmiştir.”

Comments are closed.