Komşunu gördüğün zaman, hâl ve hâtırını sor! Hasta olunca ziyâretine git!
İbrâhim Zâhid-i Geylânî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Âzerbaycan’da Geylân’da Siyâverû isimli köyde doğdu. Zâhirî ilimlerde tahsîlini tamamlamak üzere İran’da Şîrâz’a gitti. Orada zâhirî ilimleri ikmâl ettikten sonra, Sa’dî-i Şîrâzî hazretlerinin huzûruna vardı. Onun sohbetleri bereketi ile üstün derecelere kavuştu. Sonra Sâ’dî-i Şîrâzî hazretleri onu Lâhicân’da Seyyid Cemâleddîn-i Ezherî’ye gönderdi. Onun sohbetlerine de devam ederek kemâle geldi. Evliyânın büyüklerinden oldu. 1305 (H.705) senesinde Geylân’da Lenger-i Künân denilen yerde vefât etti. Bir talebesine buyurdu ki:
Komşunu gördüğün zaman, hâl ve hâtırını sor! Hasta olunca ziyâretine git. Komşunun evine gidince, izin almadan içeriye girme! Elinden gelirse, komşunun ihtiyacına yardım eyle! Komşuların hakkı çok mühimdir. Zîrâ Peygamber Efendimiz buyurdu ki: (Komşunun miras gibi hakkı vardır, o da komşuluk hakkıdır. Eğer Müslüman ise, sende iki hakkı vardır: Biri komşu hakkı, biri de Müslüman hakkı.)
Komşunun yiyeceği yok iken, sen elindeki yemeyi yiyemezsin. Zîrâ onun, senin elindeki yemekte dahi hakkı vardır. Her yemek yediğin zaman, düşünmen lâzımdır ki, acaba komşularımdan yiyecek yemeği olmayan var mıdır?
Her Müslümanın, bilhâssa yeni evlilerin, Müslüman mahallesinde, Ehl-i sünnet olan ve haramlardan sakınan, ibâdetlerini yapan sâlih Müslümanlar arasında ev araması lâzımdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Ev satın almadan evvel, komşuların nasıl olduklarını araştırınız! Yola çıkmadan evvel, yol arkadaşınızı seçiniz!) Bir hadis-i şerifte de, (Komşuya hürmet etmek, ana-babaya hürmet etmek gibi lâzımdır) buyuruldu. Komşuya hürmet onunla iyi geçinmektir. Onu incitecek söz ve hareketlerde bulunmamaktır. Her taraftan birer, ikişer ve nihâyet kırk ev, komşuluk hakkına mâlik olur. Komşunun mal, mülk hakları, (Mecelle)nin 1192. ve sonraki maddelerinde yazılıdır.
Akşam, sabah şu duâyı okuyan kimse, sihir ve zâlimlerin şerrinden ve belâlardan emîn olur:
“Bismillahirrahmânirrahîm, bismillahillezi lâ yedurru ma’asmihî şey’ün fil erdı velâ fissemâi ve hüvessemîul’alîm.”
Sultan-ı Enbiyâ hazretleri buyurdu ki: (Hak teâlâ hazretlerinin üç ismi vardır ki, dilde hafif, terâzîde ise çok ağırdır. “Sübhânallahi vel hamdülillâhi ve lâ ilâhe illallahü vallahü ekber velâ havle velâ kuvvete illâbillahil aliyyil azîm.” Bunun her bir kelimesine yüz sevap verilir.)