“Cömertlik, cennet ehlinin ahlâkındandır…”

“Allahü teâlâ, malının fazlasını Allah yolunda harcayan, sözünün fazlasını tutan kimseye rahmet eylesin.”           Haffâf el-Iclî hazretleri, tefsîr, hadîs ve fıkıh âlimlerindendir. Basra’da doğdu. 204 (m. 819) yılında Bağdâd’da vefât etti. Zamanındaki pekçok âlimden rivâyette bulundu. Onlardan ilim aldı. O’nun rivâyet ettiği hadîs-i şerîfler, Kütüb-i sitte…

Devamını oku

Ölmekte olan, Resulullah’ı görür…

“Resulullah Efendimiz (sallallahü alayhi ve sellem) ölmek üzere olan herkese görünmektedir.”       Sual: Ölüm anında insanın ruhu bedeninden çıkacağı zaman, ölmekte olan o kimse, Resulullah efendimizi görür mü?   Cevap: Bu konuda Ahmed ibni Hacer-i Heytemî hazretlerinin Fetâvelkübrâ kitabında buyuruluyor ki:   “Resulullah Efendimiz ölmek üzere olan herkese görünmekte…

Devamını oku

Kendini bilmez bir genç!..

Alâüddevle Derdîrî hazretleri “rahmetullahi aleyh” Horasan’da yetişen velîlerdendir. 1336’da Sûfiâbâd şehrinde vefât etti…   Bu zât, bir gün yolda giderken kendini bilmez bir gençle karşılaştı…   Aile terbiyesi almamıştı…   Aşağılamak istedi bu Allah dostunu.   Câhilliğin verdiği cesâretle hakaret etmeye yeltendi. Karşısına dikilip yılışık bir tavırla;   “Hey baba, ne bu hâlin?”…

Devamını oku

Allahü teâlâyı görür gibi ibâdet et!..

“İhsân, Allahü teâlâya, görür gibi ibâdet etmendir. Her ne kadar sen O’nu görmüyorsan da, O seni görüyor.”        İbn-i Tavk  hazretleri Mâlikî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 362 (m. 973) senesinde Bağdad’da doğdu. Zamanın büyük âlimlerinden fıkıh ilmini öğrendi. Bâzerâya kadılıklarında bulundu. Vefâtına kadar kadılık yaptı. Vefâtına yakın Mısır’a gitti.…

Devamını oku

Zalime de beddua etmemeli!

“Ananın, babanın çocuğuna olan ve mazlumun, zâlime olan bedduâları, reddolunmaz.”       Sual: İnsanlara zulmedenlere, eziyet edenlere ve günah işleyerek isyan edenlere, beddua etmenin dinen mahzuru var mıdır?   Cevap: Zalimden başkasına beddua etmek haramdır. Zalime de, zulmü kadar beddua etmek caiz olur. Caiz olan bir şeyin miktarı da, özrün…

Devamını oku

Evlilik haklarına riayet edemeyen evlenmesin!

Kıymetli kitaplarda, hanımının hakkına, evlilik haklarına riayet edemeyecek olanın evlenmesi câiz değildir, buyurulmaktadır.       Muteber kitaplar, evlenmenin iyi olduğunu bildirdiği gibi, bekâr kalmanın daha iyi olduğunu da bildirmektedir. İnsanlar, zamanlar ve hâller başka başka olduğu için, evlenmeyle ilgili yazılar, sözler de, başka başka olmuştur…   Eskiden, bilhassa İsevîlerde…

Devamını oku