“Dikkat ediniz, uyanık olunuz!”

“Dikkat ediniz, uyanık olunuz!” “Müminler! Siz hemen Cennete gireceğinizi mi zannediyorsunuz? Sizden önce geçen, Allah dostlarına gelen çâresizlik gibi bir şey size gelmedi…”   Muhammed bin Osman Dimyâtî hazretleri fıkıh ve tefsîr âlimlerindendir. 852 (m. 1448) senesinde Mısır’da Dimyât şehrinde doğdu. Ölüm târihi ve yeri bilinmemektedir. Buyurdu ki: Kur’ân-ı kerimde,…

Devamını oku

Baharatçı şurupla problemi çözdü?

Baharatçı şurupla problemi çözdü? “Nefret, peşin hükmün çocuğudur. Bir beyne yerleştiler mi, beyindeki tüm iyi şeyleri öldürürler. Kaynanana iyi davranınca beynindeki zehirlerden kurtuldun.”   Genç bir gelin ile kaynanası arasında geçimsizlik vardı. Hayat gitgide çekilmez oluyordu. Hele de eşinin hâli perişandı. Genç gelin çaresizlik içinde kıvranırken, aklına çılgın bir fikir…

Devamını oku

“Bunu yangının içine atın!”

“Bunu yangının içine atın!” Abdülkâdir-i Geylani hazretleri, talebesi olan Musa bin Mahin Mardini hazretleri hakkında “müjde” vermişti. Seneler evveldi. Bir gün insanlara; “Ey Bağdat halkı! Yakında öyle biri gelecek, üzerinize öyle bir güneş doğacak ki, öyle birisi size gelmemiştir” buyurdu. Kabr-i şerifi Mardin’de olan Musa bin Mahin Mardini hazretleri, duası…

Devamını oku

“Kazancımı başkasına mı yedireceğim?”

“Kazancımı başkasına mı yedireceğim?” “Yaşadı yıllar yılı hayatla dalgasını geçerek. Her konuştuğuyla alay eder gibi üstten konuşarak.”     Bu satırları yazdığımda kendisi, kanser hastası olarak, izbe denilecek kadar berbat bir bodrum katında, kardeşinin insafına terk edilmiş halde, üstelik yatakta bile değil bir kanepe üzerinde hayat mücadelesi veriyor. Demişlerdi ki…

Devamını oku

Resûlullah efendimizin bazı mucizeleri

Resûlullah efendimizin bazı mucizeleri Peygamber efendimiz bir hanım ile zevcine bir ölçek arpa verdi. Misâfirleri ve çocukları ile uzun zaman ondan yediler, tükenmedi…   Debbağzâde Mehmed Efendi, Kırkbeşinci Osmanlı Şeyhülislâmıdır. İstanbul’da doğdu. 1114 (m. 1702) senesinde İstanbul’da vefât etti. Bir sohbetinde buyurdu ki: Resûlullah efendimizden (sallallahü aleyhi ve sellem), fiilen meydana…

Devamını oku

“Yâ Ümmü Ümare, sen de ye!”

“Yâ Ümmü Ümare, sen de ye!” Uhud Savaşında Efendimiz, Eshabdan Hazret-i Abdullah’a “Ey Ümmü Ümare’nin oğlu!” diye seslendi. Hazret-i Abdullah; “Buyur yâ Resulallah!” dedi. Efendimiz; “Şuna taş at!” buyurdular. Hazret-i Abdullah, önünde gitmekte olan atlı müşrike “bir taş” attı. Taş, atın gözüne çarptı. At da, atlı da yere yıkıldı! Hazret-i…

Devamını oku