Hazreti Cebrâil’in şükür namazı!..

Hazreti Cebrâil’in şükür namazı!.. Cebrâil aleyhisselâm yaratıldığı zaman kendine baktı. Hüsn-i cemâlinin ve nûrâniliğinin şükrânesi olarak otuz bin senede iki rekat namaz kıldı.   Dürrî Mehmed Efendi, Altmışikinci Osmanlı Şeyhülislâmıdır. Doğum yeri ve târihi kesin olarak bilinmemektedir. 1149 (m. 1737) senesinde İstanbul’da vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki: Melekler, gazâb-ı ilâhiden…

Devamını oku

Ziyafet için hayvan kesmek

Ziyafet için hayvan kesmek Gelen misafire veya yolcuya ziyafet çekmek, ikramda bulunmak için hayvan kesmek caizdir.     Sual: Bir misafir geldiğinde veya uzaktan gelen bir yolcu için, ziyafet niyeti ile bir hayvan kesip, pişirip ikram etmenin, yedirmenin mahzuru olur mu? Cevap: Yolcusu veya sevdiği, saydığı kimse gelince, sevinç veya o…

Devamını oku

“Sen bunun için yaratılmadın!”

“Sen bunun için yaratılmadın!” Tâbiinden İbrahim bin Edhem hazretleri hükümdarken bir gün adamlarına “Atımı getirin!” diye emretti. Derhâl getirdiler. Av köpeğini aldı. Ve ava çıktı. Az sonra bir “geyik” gördü ileride. Onu yakalamak için mahmuzladı atını. Ancak gaipten bir “ses” duydu… Hemen durdu. Ve dinledi sesi. O ses, ona hitaben;…

Devamını oku

“Bu kapıya eğri odun yakışmaz”

“Bu kapıya eğri odun yakışmaz” Bir Hak âşığı olan Yûnus Emre, genç yaşta Tapduk Emre hazretlerine talebe oldu… Senelerce hocasına dağdan odun taşıdı. Getirdiği odunlar gerilmiş ip gibi düzgündü…     Bugün “Yûnus Emre Kültür Haftası” başladı. Biz de bu vesileyle bir nebze bu Yûnus Emre hazretlerinden bahsetmek istedik siz değerli okuyucularımıza… Tasavvuf ehli bir…

Devamını oku

“Kefil getirmeye ne gerek var?”

“Kefil getirmeye ne gerek var?” “Firma yetkililerinden istenilen miktar ürün iki kamyonu dolduracak kadar çoktur…”   Anlatacağım hatıra, doğrudan benimle değil otuz kırk sene önce gerek evimi, gerekse otelimizi yaptırırken, demir doğrama işlerini yaptırdığım, sanatkâr ruhlu, çok dürüst ve çalışkan bir demirci ustasıyla ilgilidir. Ben hatırada sözü geçen isimleri değiştirerek…

Devamını oku

“Nefsimin eline öyle düşmüşüm ki!..”

“Nefsimin eline öyle düşmüşüm ki!..” “Ey Rabbim! Mîzanda ancak sen, lütfunla günahlarımı af ve mağfiret edersin. Nefsimin eline öyle düşmüşüm ki, doğanın eline düşmüş topal serçe gibiyim.”   Ali Harîrî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Doğum târihi belli olmayıp, 645 (m. 1247) senesinde Şam’da vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki: “Allahü teâlâ, velinin kabrinde,…

Devamını oku