Peygamberlerden sonra insanların en üstünü…

  Bir gün Resûlullah efendimiz, Eshâbı ile mescidde otururken, Cebrâil aleyhisselâm gelir ve Hazret-i Ebû Bekr’i metheder!..       Efendim bugün, Hazret-i Ebu Bekr’in vefat yıl dönümüdür. (23 Ağustos 634) Bu vesileyle bir nebze de olsa, o mübarek zattan bahsederek köşemizi ziynetlendirmek istedik…   Ebu Bekr-i Sıddîk “radıyallahu anh” ilk imana gelen hür…

Devamını oku

İnsan, işlerin yaratılmasında vasıtadır

Her şeyi yaratan, terbiye eden, yetiştiren, her iyiliği yaptıran, gönderen hep Allahü teâlâdır.       Sual: Her şeyi yaratan cenab-ı Hak olunca, burada insanın payı, rolü ne olmaktadır?   Cevap: Her şeyi yaratan, terbiye eden, yetiştiren, her iyiliği yaptıran, gönderen hep Allahü teâlâdır. Kuvvet ve kudret sahibi yalnız Odur. O…

Devamını oku

Ben mağlup olmam!

Kâfirler bir cinin başkanlığında müminlere saldırmışlardı! Lâkin o cin, Muînüddîn-i Çeştî hazretlerini görüp titremeye başladı!   Sonra kapandı ayağına.   Ve îmânla şereflendi…   Hükümdâr müşrikti.   İnanamadı duyduklarına. O devirde sihirbazlıkta meşhur “Ecipal” diye biri vardı ki, hükümdârın ümîdi bu sihirbazdaydı. Hükümdâra geldi ve   “Bu işi bana bırak!.. Onlar; benim…

Devamını oku

“Din ilimleriyle meşgûl olmak en iyi iştir…”

“Hak âşıkları; ibâdetlere, zühde takvâya ve riyâzete dikkat etmeliler.”       Şeyh Celâl Tânîserî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Hindistan’da Tânîser’de yaşadı. 989 (m. 1581) senesinde vefât etti. Şeyh Abdülkuddûs hazretlerinin en başta gelen talebelerinden ve büyük halîfelerindendi. Tasavvufta yetişip, üstün hâlleri kendisini öyle kaplamıştı ki, çok kerre sekr (tasavvuf sarhoşluğu) hâlinde…

Devamını oku

Günahkârlara müjde ver, sâlihleri ise korkut!..

Allahü teâlâ buyurdu ki: “Ey Dâvud! Günahkârları tövbe ile, benden ümit kesmemekle müjdele! Sâlihleri de ibâdetleriyle korkut ki; ibâdetlerine aldanmasınlar!”         “İnsan beşer, durmaz şaşar” demişler. Ancak, işlenen hata, günâh ne kadar büyük olursa olsun, samimi bir şekilde tövbe edilirse, pişman olunursa, Allahü teâlâ onu affeder. Çünkü Cenâb-ı Hak affetmeyi seviyor.  …

Devamını oku

“O diyâr İslâmın nûruyla aydınlanır”

Büyük velî, Muînüddîn-i Çeştî hazretleri; Ravda-i mübâreki ziyârete gittiğinde Peygamber Efendimiz mübârek kabrinden onu yanına çağırmıştı.   O, bu sesi duyunca ağladı sevincinden.   Ve edeple yaklaştı Ravda-i şerîfe.   Efendimiz kendisine;   “Yâ Muînüddîn! Hindistan’da, evlâdımdan biri küffârla savaşırken şehit düştü. Bu diyâr, kâfirlerin eline geçmeden acele oraya git! Sen varınca kâfirler…

Devamını oku