Öfkeyi kontrol ve terbiye etmek

Gadab; hiddet, öfke, kızgınlık demektir. Gadab, kanın hareketinin yani tansiyonun artmasından meydana gelir. Rıslân ed-Dımeşkî hazretleri;“Gadab, insanın içinden dışına doğru çıkar. Hüzün ise, dışından içine doğru işler. Gadabdan güç ve intikam hırsı, hüzünden ise, dert ve hastalık doğar” buyurmuştur. “ŞEHVET, ŞEYTANIN YULARIDIR”Şehvet; nefsin arzu ve istekleri demektir. Ebû Bekir Kettânî…

Devamını oku

Allahü teâlâ gafûr ve rahîmdir

İnsânların, sıhhatli, sağlam, râhat, neşeli yaşamalarına ve âhirette sonsuz saâdete kavuşmalarına sebep olan faydalı şeylere ni’met denir. Allahü teâlâ, kullarına karşı gafûr ve rahîmdir yani affedici ve çok merhametlidir. İnsanlara râhat ve huzûr içinde yaşayabilmeleri için, her an sayısız lütuf ve ihsânlarda bulunmaktadır. Merhametinin çokluğundan, kullarına lâzım olan bütün ni’metleri…

Devamını oku

Yüz çeviren, mahrûm kalır

Allahü teâlânın ni’metleri, ihsânları yani iyilikleri, her ân, insanların iyisine de, kötüsüne de gelmektedir. Cenâb-ı Hak, herkese mal, evlât, rızık, hidâyet ve dahâ nice her iyiliği fark gözetmeksizin göndermektedir.Allahü teâlânın gönderdiği bu nimetleri, alabilmekteki ve alamamaktaki fark, insanların kendisindedir. Bir şeyden yüz çeviren, ondan mahrûm kalır. Ni’metlerden yüz çevrilir, o…

Devamını oku

Allahü teâlânın rızâsını gözetmek

Dünyâ ve âhiret saâdetlerinin başı, en iyisi, Allahü teâlânın rızâsına, sevmesine kavuşmaktır. Allahü teâlâya yakın olmak, Onun sevmesine kavuşmak demektir. Allahü teâlâ bir hadîs-i kudsîde;(Ey Âdemoğulları! Sizi kendim için yarattım. Her şeyi de sizin için yarattım. Senin için yarattıklarım, seni, kendim için yaratılmış olduğundan men ve gâfil ve meşgûl etmesin)…

Devamını oku

Herkes, tercih ettiğine kavuşur

İnsanların her işini, istekli ve isteksiz, bütün hareketlerini yaratan Allahü teâlâdır. Kullarının istekli hareketlerini, işlerini yaratması için, kullarında ihtiyâr ve irâde yaratmış, bu seçme ve dilemelerini, işleri yaratmasına sebep kılmıştır. Kulların istekli hareketlerini, onların hareketi tercîh etmeleri ve dilemeleri sebebi ile yaratmaktadır. Kişi, aklını kullanır, Yaratanını tanır, Ona îmân eder,…

Devamını oku

“Îmânı olan, hırsızlık etmez!..”

Hırsızlık, başkasının malını çalmak, izinsiz olarak almak, zimmetine geçirmek demektir. İzinsiz alınan, çalınan mal, az da olsa hüküm aynıdır ve haramdır. Herkesin elindeki mal, aksi ispat edilmedikçe, kendi mülküdür. Hırsızlık, gasb, zulüm, rüşvet, fâiz, haraç ve hıyânet yollarından biriyle ele geçtiği açıkça bilinen mal, mülk olmaz. Bu malı satın almak,…

Devamını oku