Bu, secde gecesidir

Veysel Karânî hazretleri, geceleri ibâdet ederdi. Bâzı geceler; “Bu, kıyâm gecesidir” der ve bütün bir gece devamlı kıyâmda dururdu.Bâzı geceler; “Bu, rükû gecesidir” diyerek, bütün bir geceyi hep rükûda geçirirdi.Bâzı geceler de; “Bu secde gecesidir” diyerek, sabaha kadar hep secdede kalırdı.***Bir gün Ona; “Namazda huşû nedir?” dediler. Cevâben;“Vücûduna iğne batsa, bir şey hissetmemektir”…

Devamını oku

Tâbiînin en yükseği

Veysel Karânî hazretleri, Resûlullah Efendimizi “aleyhissalâtü vesselâm” görmeden sevmiş ve Tâbiînin en yükseği olmuştur.Harem bin Hayyân der ki: Üveys’i çok merak ediyor, bir kere olsun görmek istiyordum. Nihâyet Kûfe’de buldum kendisini. Su kenarında abdest alıyordu. Yaklaşıp selâm verdim.“Aleyküm selâm ey İbni Hayyân!” dedi. Çok şaşırdım. Zîrâ ismimle hitab etmişti bana. Cevâben;“Elhamdülillah iyiyim. Ama…

Devamını oku

Konuştuklarını yazardı…

Tâbiînden Rebî bin Heysem hazretleri, yıllarca yatsı abdestiyle sabah namazını kıldı.Yatsıdan sonra dünya kelâmı konuşmaz, yanında devamlı sûrette kâğıt kalem bulundurur, gündüz konuştuklarını yazardı. Akşam olunca da bunun muhâsebesini yapar, içerisinde lüzumsuz bir “dünyâ kelâmı” olup olmadığını araştırırdı. *** Bâzan içinden;“Ey Rebî! Dağlar ve yeryüzü müthiş bir sarsıntı ile sarsılıp…

Devamını oku

Kalemlerimiz ateş olsaydı da…

Tâbiînden Muttarif bin Abdullah hazretleri, sohbetlerinde, ehil olmadığı halde, dînî mevzûlarda konuşan yâhut yazı ve kitap yazan kimselere nasîhat ederdi.Bir gün de; “Kıyâmet günü bâzı insanlar, dünyâda iken yazdıkları şeyler için pişmân olup; Âh! Keşke kalemlerimiz ateş olsaydı da bunları yazamaz olsaydık, derler” buyurdu. *** Yine bir gün;Efendimiz’in hadîs-i şerîflerini naklederek…

Devamını oku

Allah korkusundan

Tâbiînden Muttarif bin Abdullah hazretleri, Allah korkusundan ve âhirette hesap verme endîşesinden “toprak”olmayı arzu ederdi.Sohbetlerinde;“Rabbim bana, Cennet veya Cehenneme girmekle, toprak olmak arasında tercih hakkı verseydi, “toprak olmayı” tercih ederdim” buyururdu. *** Bu zat, Allahü teâlâya daha sağlıklı ibâdet yapabilmek ve O’nun kullarına daha iyi hizmet edebilmek için geceleri, ibâdet…

Devamını oku

Var git, ilim öğren!

Büyüklerden biri, gençliğinde anne babasına; “Beni Allahü teâlâya hibe edin. Gidip Onun dînini öğrenip döneyim!” dedi. Onlar da memnun olup; “Var git, ilim öğren!” dediler. O gün sabah çıktı evden. Gece vakti dönüp çaldı kapıyı. Babası seslendi içeriden:“Kimsiniz?”Çocuk;“Benim, oğlunuz” dedi.Babası;“Ben oğlumu Allah yoluna hibe etmiştim, geri almam!” dedi.Ve açmadı kapıyı. O da geri dönüp gitti.Ve bütün ilimleri…

Devamını oku