Yozgatlı Hacı Ahmed Efendi

Yozgatlı Hacı Ahmed Efendi büyük velîlerdendir. Babası eşraftan Süleyman Efendidir. İlk tahsilini o zamanki medreselerde yapmış ve Arabî, Farisî lisanlarını da öğrendikten sonra kendisinde bir tasavvuf aşkı belirmiştir. O zamanlarda Pîr-i Sanî lakabını alan Çankırı’nın Çerkeş kasabasındaki Halvetî şeyhi Mehmed Mustafa hazretlerine intisâb ederek, hilâfet almıştır. ÇOK SEYAHAT ETTİ…Şeyh Efendi…

Devamını oku

Sayılamayan nimetler

Sual: Çok sıkıntıları olan bir Müslümanın, yine de şükretmesi gerekir mi? CEVAP: Müslüman olmak en büyük nimete sahip olmak demektir. Bu nimete ne kadar şükretsek azdır. Müslüman olan, nimetler içindedir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:(Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız, bitiremezsiniz.) [Nahl 18] Allahü teâlâ, (Rahmetim gazabımı aştı) buyuruyor. (Deylemi)Bu bakımdan, her işte…

Devamını oku

İbâdetin, doğru ve devamlı olanı makbûldür

Namâzın ve bütün ibâdetlerin nasıl yapılacağını, yaparken nelere uyulacağını Allahü teâlâ Peygamberine bildirmiştir. Peygamber efendimiz de, bunları, öğrendiği gibi Eshâbına bildirmiş ve kendi de yapmıştır. Farzları, vâcibleri ve harâmları, Peygamber efendimiz bile değiştirmemiştir ve değiştiremez. Din imâmlarımız bunların hepsini Eshâb-ı kirâmdan görerek ve işiterek anlamışlar ve kitâplarına yazmışlardır. ÜSTÜNLÜKLERİN EN…

Devamını oku

Bir musibetin iki olması

İbn-i Semmâk buyurdu ki: “İnsana bir musibet gelir, o da sızlanmaya, sabırsızlanmaya başlarsa, musibeti iki olur.”Büyüklerden birisi buyurdu ki: “Sana gelen bir musibete sabırsızlık göstermen, gelen o musibetten daha ağırdır. Sabırsız kimse, dünyâda kendisini helak eder. Âhirette ise ecrini kaybeder.”Sabır, ikiye ayrılır. Biri günâh işlememek için sabretmektir. İkincisi, dertlerin, belâların…

Devamını oku

“En büyük hırsız, namazından çalandır”

İmândan sonra, en kıymetli ibâdet, namâzdır. Dînin direği olan namâz, ibâdetlerin en üstünüdür. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki: “İbâdetlerin en üstünü, namâz kılmaktır. Namâz, dînin direğidir, mü’minin mi’râcıdır. O hâlde, onu iyi kılmaya gayret etmelidir. Farzlarını, sünnetlerini, edeblerini, istenildiği ve lâyık olduğu gibi yapmalıdır. Namâzda tumânînete yani rüküda, secdelerde, kavmede, celsede,…

Devamını oku

“Yol göstermek sadakadır”

Abdullah bin Ebû Huzeyl el-Anezî, Tâbiîn devri âlim ve evliyâsındandır. Doğum ve vefât yeri ve târihi bilinmemektedir. Hadîs-i şerîf rivâyeti ilminde üstün bir derecede idi. Abdullah bin Huzeyl, vaktin büyük nîmet olduğunu bilir ve zamanın boşa geçirilmesini istemezdi. Derslerinde, talebelerine naklettiği bazı hadîs-i şerîfler: İLİM ÖĞRENMENİN KIYMETİ…(Kim ilim öğrenmeye çalışırsa,…

Devamını oku